Akademisyen arkadaşlarım hep yakınırlar.
Ne zaman öğrencilere bir konu verip "düşündüklerinizi yazın" deseler, sınıfın yarısı bozuluyormuş. "Hocam siz soru sorsanız, biz cevaplasak" diyorlarmış.
Hani soruya cevap şıkları da eklense, tümden rahatlayacak çocuklar!
Bizim milli eğitimimiz öteden beri ezberciliğe dayanıyor. Bu tamam
Ancak bununla son yirmi yılda gemi azıya alan test çözümüne dayalı ezberciliği karıştırmamak gerek.
Şimdiki gençler bilgi kalıplarını değil, daha beteri şu ki, "doğru şıkkı" ezberliyorlar.
Sorunları değil, soruları biliyorlar.
Bu yüzden sıra yüksek lisansa, bilimsel araştırmaya veya gündelik siyasal toplumsal sorunları kavramaya gelince, zihinleri allak bullak oluveriyor. Paniğe kapılıyorlar.
Fakat şu da açık gerçek: Test sistemini bıraktığımızda sınavlar bir anda kamuoyunun gözünde tartışmalı yorumlara dönüşür.
Eğitim sistemi için bu riski almanın tek yolu merkezi sınav sistemini terk etmektir. Tek tek üniversitelerin "aklı"na güvenmek ve öyle tercih yapmaktan başka yol var mı?