Sokaktan geçen birine "temiz enerji var mı?" diye sorulsa...
Cevabın hiç duraksamadan "güneş ve rüzgâr enerjisi" diye gelmesi normaldir.
Ama Çevre ve Şehircilik Bakanlığı uzmanları veya Tabiat Varlıklarını Koruma Kurullarındakiler için bu normal olmaz. Olmamalıdır!
Kritik kararların sorumluluğunu üstlenenlerin kelimelerin büyüsüne kapılmaya hakları yoktur.
Hiçbir enerji üretimi mutlak biçimde temiz ve problemsiz değildir.
Güneş ve rüzgârdan enerji üretimi yaygınlaşmalıdır. Çünkü "yenilenebilir" kaynaklara dayalıdır ama çevre sorunları yaratmadıklarını söylemek yanlıştır.
***
Son zamanlarda
Ayvalık'ta ilginç gelişmeler oluyor.
Bunlardan biri şu: Tabiat parkı içinde rüzgâr enerjisi üretim talebi daha önce geri çevrilen şirkete
Balıkesir Tabiat Varlıklarını Koruma Komisyonu santral kurma izni verdi.
Ayvalıklılar gözleri gibi baktıkları adalarında bu santralin yapılmasına karşı çıkıyorlar.
Haklılar!
Rüzgâr olan her yere rüzgâr santrali ve türbinleri kurabilirsiniz ama Cunda ve diğer Ayvalık adalarının eşi benzeri yok!
***
Bir kere şunu bilelim...
Rüzgâr türbinleri
toplu kuş ölümlerine yol açıyor. Çıkardıkları (bir bölümü insan kulağının duymadığı fakat hayvanların işittiği frekansta) müthiş gürültü
orman canlılarının bölgeyi terk etmesine ve ekolojik dengenin bozulmasına neden oluyor.
Ayvalık adalarının sayısız kuş ve böcek türüne yurt olduğunu unutmamak gerek.
Üstelik
Cunda gibi bir yerde,
enerji nakil hatları ve santral bağlantı yollarının inşasını da düşünecek olursak, ciddi bir
estetik ve turistik problemle karşı karşıyayız.
Egeli Sabah'taki söyleşisinden Balıkesir Valisi
Ahmet Turhan'ın da santrale karşı olduğunu; "isteyene rüzgâr enerjisi üreteceği yeri gösteriyoruz ama başka Cunda yok!" dediğini öğrendik.
Şimdi top
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nda!
Bu izin iptal edilmeli!