O beni tutkuyla sevmeye başlamadan önce bir yüzüm olduğundan emin değildim" dedi genç kadın. Sonra şunu ekledi: "Bir yüz nakli operasyonundan yeni çıkmış gibiyim!"
***
Beden hareket eder ama "
can"lı olan sadece yüzdür.
***
Michel Tournier'nin şehvetle aşk arasındaki çizdiği şu ayrım müthiştir: "Aşk, yüzü sevmektir."
***
Aynada gördüğüne aldanma! O bugün var, yarın yok!
Gerçek yüzün orada değil, seni sevenlerin veya senden nefret edenlerin hafızasında saklı!
***
Ayrılmamızın üzerinden birkaç yıl geçmişti. Bir gece Taksim'in orta yerinde karşılaştık. Tamam! Üzerimde gecenin yorgunluğu vardı, kabul! Ama yüzüne baktığımda "yüzüne bir yerlerden aşinayım fakat çıkartamıyorum" diye içimden geçirmem dehşet vericiydi. Oysa şarkıdaki gibi adının baş harfini göğsüme yazmış bile olabilirdim! Yine de yanımdaki arkadaşım onun adını söylemese ve o da soğuk bir biçimde bana dönüp "ne haber?" demeseydi, yürüyüp gidecektim. İçime oturan acının mahrem derinliği bana kalsın!.. Bilmem ki, belki o da aynı anda aynı şarkıyı hatırlamıştır: "Gözünüz öyle uzak bakmasa/sizi tanıdığıma yemin ederim!"
***
Erkekler genellikle iki yüzlü oluyorlar. Bu kötü!
Kadınların çok yüzü var. Bu fena değil!
***
Kavuşmanın sevinçleri uçucudur. En fazla birkaç mimik, birkaç jest sonrasında kaybolup giderler. Ama ayrılık acıları yok mu! Ah, hepsi tek tek çizgi olur, yüze kazınır!
***
Ermişlerin yüzlerinin ardında zamanla kalın bir
"sır" tabakası oluşur! Derler ki, gözümüzü kamaştıran aydınlık o aynaya vuran ilahi ışığın yansımasıdır.
***
Ne zaman kalabalık içine girseler, adam öne geçip yürürken belli belirsiz biçimde elini geriye uzatıp kadını arıyor. Beni takip et, bana tutun, der gibi... Aralarında bir ilişki var mı, yok mu, olacak mı? Bundan ikisi de emin değil o sırada! Kadın boğulmakta olan birinin atılan can simidine tutunması gibi hemen o eli tutup hiç bırakmamak istiyor! Yapamıyor! Hem atılgan davranmış olmaktan hem de etraftakilerden çekiniyor! Ne garip! O günlerin üzerinden yıllar geçtikten, ilişkileri başlayıp bittikten çok sonra bile o eli özlüyor kadın. Kendisine yabancı bir kalabalığın ortasında kalıp canı sıkıldığında gözleri o eli arıyor.
***
Tarih gerçekten tekerrür ediyorsa eğer, ilkinde fark etmediğimiz yalanları tekrarında görelim, diyedir. Umarım...