CHP mitingi dolayısıyla birkaç gündür sürekli sözü geçen meydan var ya...
Tandoğan Meydanı hani...
Kim o Tandoğan, hiç merak ettiniz mi?
Ben son sözümü baştan söyleyeyim...
Derhal meydanın adı değiştirilmelidir! Geç bile kalındı!
Özgür Eğitim Sen Başkanı Yusuf Tanrıverdi'nin açıklamasına aynen katılıyorum: "Tek parti döneminin dayatmacı isimlerinden Nevzat Tandoğan'ın ismini böyle meydanlarda yaşatırsak, darbe mağdurlarına, faili meçhullere, insan haklarına ve en önemlisi Türk halkına ayıp etmiş oluruz. Türkiye değişecekse, modernleşecekse, demokrasileşecekse bu gibi darbeyi ve zulmü andıran park, okul, cadde ve meydan isimlerinin kaldırılması gerekir."
***
Tek parti yönetiminin despot yöneticilerindendi
Nevzat Tandoğan.
Bir tür "
parti komiseri" niteliği taşıyan valilik modelini öyle benimsemişti ki, bir ara milletvekili seçilmiş ama valiliği bırakmak yerine, vekilliği bırakmayı tercih etmişti.
Zaten meşhur "
bu memlekete komünizm lazımsa ve faydalı bir şeyse, onu da biz getiririz, size ne oluyor!" lafını eden de oydu.
Sokakta dolaşırken halini tavrını beğenmediği insanları yakasından tutup uyarırdı.
Isparta'ya sürgüne gönderilen
Said Nursi'yi huzuruna çağırıp sarığını çıkartmaya kalkıştığı da anlatılır.
Aslında
kolonyalist kafalı bir bürokrat aydın tipiydi Tandoğan. Acıklı bir
kudret ilüzyonuna kapılmıştı.
Nitekim, bir cinayet davasında tanık olarak mahkemeye çağrılmasını bile imtiyazlarının ve iktidarının hırpalanması olarak görmüş ve buna çok üzülerek intihar etmiştir.
***
Hepsi bir yana...
Hapisten çıktıktan sonra tekrar üniversiteye dönmek isteyen
Osman Yüksel Serdengeçti'yi çağıran
Nevzat Tandoğan'ın ona "
Ulan öküz Anadolulu! Sizin milliyetçilikle, komünizm ile ne işiniz var?" diye bağırdığını biliyor musunuz?
Sonra şöyle devam etmişti: "Sizin iki vazifeniz var: Birincisi, çiftçilik yapıp mahsul yetiştirmek. İkincisi, askere çağırdığımızda askere gelmek!"
Bu adamın adının hâlâ meydanlarda, bulvarlarda, semtlerde yaşatılması demokrasiye karşı büyük ayıptır.