Geçen gün "hayat bir oyun değildir" diye yazdım ya...
Anladım ki, bu metafor gerçekten pek seviliyormuş!
Bazı okurlar bana itiraz ettiler.
Güzel mailler, facebook mesajları yazarak ısrar ettiler: "Evet, hayat bir oyundur!"
O yazımda söylemediğimi şimdi açıkça dile getireyim...
Bu türden benzetmeler zihnimizi çalıştırıp farklı sorgulamalara girişmemize yol açarlar ama bunun için az çok tuzu kuru bir hayat sürmemiz gerekir.
Travmalar peş peşe geldiğinde anlaşılır ki, hayat oyun falan değildir.
Hatta sıradan fakat insanı bir süre yatağa bağlayan bir hastalık bile bunu anlamak için yeterlidir.
Ya da söyleyin bana...
Hangi "işsiz" büyük bir inançla hayatın aslında bir oyun olduğunu iddia edebilir?
Demiştim ya, en ağır oyun bile hayatın yanında hafif kalır!
O halde bu akıl ve dil "oyun"larına fazla bel bağlanmamalı!