Doğrudur, uykusuzluk yer bitirir insanı.
Bedeni de, zihni de tüketir.
Uyku nimettir; hatta cennettir.
Ama gecenin bir vakti başımızı yastığa koyduğumuzda bir iç hesaplaşmadan geçmeden; günü dürüstçe temize çekmeden; geleceği dua ederek karşılamadan...
Uykuya dalıp gitmek bir marifet midir?
***
O yüzden işte...
Her akşam kütük gibi uyuyanlara, kafayı yastığa koyunca dalıp gidiverenlere ve bunu da çok iyi bir özelliğe sahipmiş gibi ilan edenlere
şaşarım.
Böyle uyumayı beceriyor olmalarına değil...
Uyumadan hemen önce
bilincin vicdanla el ele tutuşabildiği o eşsiz anın değerini bilmeyişlerine şaşarım.
Çünkü o fırsat kaçmaz!
İnsan tam o an dönüp geçen
günün aynasına bakmalı; geleceğin tedirginliğiyle cesaretle yüzleşebilmeli.
***
Güçlü soruların, samimi hesaplaşmaların neden olduğu uykusuzluğun tadı bazen çok acı olabilir.
Ama emin olun ki...
Uykusuz geçen gecelerin hakkını vermeyenler
derin ve güzel uykuların değerini bilemezler.
Ne olur, biraz uykumuz kaçsın!
Kaçsın ki...
Uyanıklığımızda
ölçüyü kaçırmayalım!