Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Hayat... Bir otelde konaklamak!

Bazen birden durur, içime kapanırım...
En çok da dışarıdan bakıldığında pek canlı, pek hareketli göründüğüm dönemlerimde...
Durur, dalarım!
Yaşadığım ne varsa, sorgulamaya başlarım.
Sevdiğim kim varsa, zihnimde onunla buluşur, hatırını sorarım.
Ve işte öyle anlarda hayat dediğimiz şey gözümde bir oteli andırır!
Hani eskilerin "iki kapılı han" dedikleri...
Çünkü ne kadar konforlu olursa olsun, ne kadar bağlanırsak bağlanalım, gün gelir, toparlanır, çıkar gideriz oradan!
Ev gibi değildir. Bizim değildir. Çoluğa çocuğa, kuşaktan kuşağa kalmaz otel odası!
Gidince, kalış süremiz bitince...
Boşalır!

***
Belki de bu derin bağın etkisiyle bazılarımız bir başka sever otelleri...
Şimdi Edip Cansever'in o güzel kitabı "Oteller Kenti"ndeki şu dizelerini hatırlamamak mümkün mü!
"Dışarı çıkmadık; çünkü hep dışarıdaydık İçeri girmedik; çünkü hep içerdeydik
Bir oteldik ki hepimiz
Öylece otel kaldık."
***
Otel görevlisi valizlerimizi bırakıp bizi odamızda yalnız bıraktığında çoğumuz kısa bir süre "mistik" denebilecek bir hisle sarsılırız!
Derin bir yalnızlık, tuhaf bir (hayata) "bırakılmışlık" hissidir bu ve bana kalırsa, asla yabana atılmaması gereken bir deneyimdir.
Ve otel lobileri...
Orada sanki herkesin keyfi yerindedir. Zaten ikinci kattaki salonda bir konferans, akşama da çatı katında düğün vardır.
Ama yakından bakınca anlarsınız ki, bütün bu curcunaya rağmen oteldeki kalabalık tedirgindir; hatta hafifçe bitkindir.
Çünkü hiçbiri "ev"inde değildir!
Söyleyin, ne çok benzer yeryüzü sakinleriyle otel misafirleri, değil mi!
***
Yahu durun! Dur, Haşmet!
Amacım bunları yazmak değildi ki...
Bir seyahat yazısı tasarlamıştım.
Sıkı bir gezgin ve edebiyatçı olan Cees Nooteboom'un sevdiği otellerden söz edecek, sonra lafı kendi otellerime getirecektim!
Hayatımın bir yılını geçirdiğim Taksim'deki Savoy'dan, İzmir'deki dostum Konak Otel'den, Ayvalık'taki Sızmahan'dan, Alaçatı'daki Kırevi'nden dem vuracaktım.
Aklım sıra tabii! Ama kalbim başka bir yol seçti!
Neyse artık, başka sefere...

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA