Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Pazar notları: Uykusuzluk!

"Vallahi ben kafayı koydum mu uyurum!" diyenlere hep şaşmışımdır. Şu yaşadığımız dünya birazcık olsun uykumuzu kaçırmıyorsa...

***

Uykusuzluk bedene zarardır. Tamam! Fakat bazı uykusuzluklar vardır ki, ruha ilaçtır! Bu ilacın tadı acıdır, ilk etkisi sersemliktir fakat yavaş yavaş zihni açar, yalanları kovalar, vicdanı onarır.
***

Uykusuzluğu bilmeyen ne anlar uykunun güzelliğinden!
***

Ne yalan söyleyeyim... koyun sayarak, sarhoşluk veya ilaçlar sayesinde her gece posur posur uyuyan, sonra da gündüz vakti memleket meseleleri üzerine, insan ve ahlak üzerine, ilişkiler üzerine, sevgi üzerine atıp tutanlara biraz uykusuzluk öneriyorum. Basmakalıp düşünceleri ve peşin yargıları öldürmek için en uygun vakit gece yarısı kendi kendimize kaldığımız saatlerdir!
***

Radikal Kitap ekinde Jeanette Winterson'ın bir fotoğrafı var. Sevdiğim yazarın fotoğraftaki ifadesine takıldım kaldım. O nasıl bitkinlik ve burukluktur yarabbim! Winterson'un yüzü sanki şöyle diyor bakanlara: "Anlıyorum, anlıyorum, anlıyorum... ve anlamaktan çok yorgunum!"
***

Modern seküler hayatın inanma biçimi şöyle bir şey... Beddua yaygın ve arsız; dua nadir ve çekingen.
***

Televizyondaki dizilerden birine takılıyor gözümüz. Diyaloglar nasıl yalapşap, nasıl kulağı tersten gösteren biçimde yazılmış. Kendi kendime söyleniyorum... Aramızdaki gençlerden biri "sanki gerçek hayatta çok düzgün konuşuyoruz da" diye itiraz ediyor bana ve noktayı koyuyor: "Bu bir gençlik dizisi! Diyaloglara değil, olaylara bakacaksın!"
***

En sinsi, en yıpratıcı, en kararlı, en kalıcı ve ne yazık ki en haklı korku, gelecek korkusudur!.. Gelecekten bir kez korkmaya başladın mı, yandın! Bir çığlık atıp kaçamazsın, üzerine gidip alt edemezsin! "Geleceğe inanmak" denilen şey de korkuyu bastırmak için uydurulmuş umut oyunudur. Sorun bakalım kendinize; kime, neye inananlar için gelecek korkulur olmaktan çıkar?
***

Her aşkın kendine ait bir coğrafyası vardır. Kimisi yüksek yerleri sever, kimisi kıyıları... Çoğu zaman büyük toprak parçalarından çok küçücük alanları sever aşk! Bazen tv ekranının karşısındaki iki kişilik kanepedir o coğrafya! O kanepe tırmanması zor tepeler, akıntıya kapılmadan yüzülmesi imkânsız ırmaklar saklar!
***

Değişimi göklere çıkartanlara; durmadan değişenlere hep sakınarak yaklaşırım. Onlar da hiç değişmeyen ve değişmemek için direnenler kadar bağnazdırlar.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA