Kadrolar açıklandığı anda şaşırmayan, "Yahu kimse Schuster'e Belediye'nin maçlarını izlettirmemiş mi?" diye düşünmeyen tek bir Beşiktaşlı var mıydı? Sokakta top oynayan çocuklar bile biliyor ki; Delgado'lu bir orta saha ve Zapo'suz savunmayla çıkarsan ilk çeyrekten sonra Belediye topu daha iyi kullanan takım olur! Schuster, belki Guti gibi yaşlı bir "kahramanı" her savaşa sokmak istemiyordu, belki çizgi defansın Ferrari'nin sorunlarına çare olacağını hesaplıyordu. Ama evdeki hesap çarşıya hiç uymadı.
Beşiktaş ilk 20 dakika Quaresma'nın çalımları ve Holosko'nun hızlı driplingleriyle çok etkili oldu. Hilbert ara toplara çok iyi girdi. Fakat Nihat uyum göstermeyince, Delgado tel tel dökülünce ve en önemlisi de ileri uca bitirici pas atacak adam olmayınca, Büyükşehir Belediye'de Zeki ve Mahmut'un savunmayı toparlayıp orta sahadan top çıkarma becerileri ortaya çıktı ve oyun dengelendi. İskender'in ayağından gelen gole bu yüzden kimse şaşırmadı. Gol, Schuster'in çalışmadığı yerden geldi!
Aslında tehlike çanları Buca maçında da çalmıştı da, yıldızlar gözümüzü kamaştırdığı için üzerinde durmamıştık.
Ferrari ilk geldiğinde hep on metrekarede oynadığı için iyi stopermiş gibi gözüktü. Oysa alan açıldığında, rakip için uzun koşu yapma imkanı doğduğunda Ferrari'nin ne Toraman'ın ne de Zapo'nun tırnağı olamayacağı ortaya çıkıveriyor.