Çok sevdim bu filmi. Kesin, bir kez daha göreceğim. "Dokuz"dan (Nine) söz ediyorum.
Oysa seveceğimi ummamıştım, çünkü büyük usta Federico Fellini'nin kendisiyle dalga geçtiği başyapıtı "Sekiz Buçuk"tan kalkarak Hollywood'un "Dokuz" çıkarabileceği aklıma yatmamıştı.
Ummamıştım; çünkü Rob Marshall'ın daha önce çektiği ve herkesin ayılıp bayıldığı müzikal film Chicago'yu bir türlü sevememiştim.
Ummamıştım; çünkü asabi ve sıska İngiliz Daniel Day Lewis'ten İtalyan mı olurmuş, diye düşünüyordum. Hele Fellini'nin filminde ünlü ve bezgin film yönetmenini oynayanın muhteşem Marcello Mastroianni olduğu düşünülürse...
Ya "Sekiz Buçuk"ta o alabildiğine Akdenizli Claudia Cardinale'nin oynadığı rolü "Dokuz"da soğuk Nicole Kidman'a vermek olacak şey miydi?
Ama olmuş!
***
Diyorum ki, filmin konusunu (gerçekten bir konusu var mı, emin değilim!) falan bir yana bırakıp filmin kadınlarını yazayım...
PENELOPE CRUZ: İspanyol yıldız arızaya bağlamış bir kadını oynadığında seyirciler de, jüriler de çok etkileniyor. O yüzden filmdeki rolüyle Yardımcı Kadın Oyuncu Oscar'ını alabilir. İnternet ortamında "dans sahnendeki ipin olayım" diye yalvaranlar var ama ben itiraf ediyorum,
ilk kez bir filmde Penelope'ye bu kadar kayıtsız kaldım.
NICOLE KIDMAN: Filmde yönetmen Guido'nun ilham perisini oynuyor. Kostümlerle falan hâlâ etkileyici. Fakat perilik bir yanı kalmadığı da açık.
FERGİE: Black EyedPeas'in solisti olarak tanıdığımız görüntüsü vasat etkisi hayli yüksek kadın. Filmde söylediği şarkı muhteşem: "
Be Italian."
MARION COTILLARD: İnsanı sarsıp kendine getiren sahici güzellik. Yönetmen Guido'nun karısı rolünde. Onu dikkatle seyredin ve neden "
Hiçbir Hollywood yıldızı inandırıcılıkta bir Fransız aktristinin eline su dökemez" deyip durduğumu anlayın.
KATE HUDSON: Hafifçe toplu bir yüzün altında onunla uyumsuz ve inanılmaz "fit" bir beden!
Yeni baştan çıkartıcılık trendi bu mu? Belki! Pek sevilmemiş ama ben dansına ve şarkısına bayıldım.
JUDİ DENCH: Lilly karakterinde dev bir oyuncuyu izlemenin keyfini yaşatıyor. Lilly'nin yönetmen Guido'ya "
Elinde filmin için bir senaryon yok, çünkü son zamanlarda kendi hayatını uydurmakla meşgulsün" demesi bitirdi beni!
SOPHİA LOREN: Yönetmenin annesini oynuyor. Filmin içinde bir "sinema abidesi!" O yüzden de biraz katı! Senaryonun istediği kadar eğilip bükülememiş sanki.