Erkekler fotoğraf makinelerini sever; kadınlar fotoğrafları...
Erkekler düzgün ve iyi fotoğraf çekmeye çalışır, kadınlar fotoğraf çekmeye...
Erkekler sevdikleri fotoğrafa bakmaktan hoşlanır; kadınlar sevdiklerinin fotoğraflarına bakmaktan hoşlanır.
Aile albümleri ortaya döküldüğünde erkeklerin ve kadınların ne kadar farklı tepki gösterdiği dikkatinizi çekmiş midir hiç?
Biz genellikle sayfaları çarçabuk geçiştiririz. Hele içinde kendimizin yer aldığı fotoğraflar! Hafiften bir huzursuzluk kaynağıdırlar!
Oysa kadınlar öyle midir?
Onlar fotoğraflara bakarken gülerler, ağlarlar; hatta tek bir fotoğrafla upuzun bir zaman yolculuğuna çıkarlar.
Geçmiş zaman... Kadınların gündelik fotoğraflara yaklaşımıyla erkeklerin yaklaşımı arasındaki farkı sorgularken şöyle yazdığımı hatırlıyorum: "Galiba kadınlar hatırlayarak, erkekler unutarak yaşıyorlar!"
***
Bu konuya neden geri döndüm, derseniz...
Biliyorsunuz, artık
evlerimiz küçük çaplı bir teknoloji çöplüğüne dönüştü. Geçen gün kitaplığımın altındaki çekmeceleri düzenlemeye kalkıştım.
Ne göreyim? Kablolar, kablolar, kablolar...
Hepsi başka havadan çalan şarj aletleri, artık hurdahaş olmuş cep telefonları...
Ve teknolojisi eskidiği için bir çekmeceye tıkıştırılıp unutulmuş
üç dijital fotoğraf makinesi.
Ben ki, fotoğraf çekmekle başım hoş değildir; gezip gördüğüm yerleri ve sevdiklerimi zihnimde saklamayı severim.
"
An"lar donmasın, aksın isterim.
Zamanın bize yaptığı fenalıklarla fotoğrafları yan yana getirmek içimi burkar!
Yine de kaç makine eskitmişim işte!
***
Şu
Canon Powershot mesela...
Hatırlıyorum.
Şafakta yola çıkacaktım. Onlar bunun farkında bile değildi belki ama hayatımdaki kadınla, işimle gücümle, şehrimle aram açılmıştı!
Bir dükkândan içeri girip hiç düşünmeden alıvermiştim bu makineyi.
Döndüğümde fotoğraflara tek tek göz gezdirecektim.
Şurası ada, şurası deniz, şurası zeytinlik, bu da Mehmet Kaptan, vd.
Ve sonra hayat biçimim ve geleceğim hakkında bir karar verecektim.
Ne oldu peki? Çektiğim birkaç fotoğrafa hiç bakmadım! Bıraktım;
hayat da bildiği gibi gelsin!
Yıllar sonra şu çekmecenin karşısında durmuş düşünüyorum da...
Ne garip!
Zaman kendisini "dondurup durdurmak" için icat edilmiş aletleri bile hızla eskitiyor!
Tıpkı fotoğraflar gibi onlara bakmak da içimi acıtıyor!
(Not: Tüh! Yine gayet kişisel ve gündemle falan ilgisiz bir yazı oldu! Ne olacak benim halim!)