Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök ve gazetenin köşe yazarı Ahmet Hakan şu sıralarda haftalardır planladıkları ziyareti gerçekleştiriyorlar.
Kutsal topraklarda, Umre'deler.
Ne mutlu onlara!
Nihayetinde Hacc-ı Asgar bu, yani "küçük hac" da denilen ziyaret!
Allah kabul etsin!
Aklıma geldi...
İhrama girmek nedir, Ahmet Hakan öğretmiştir herhalde Özkök'e...
"Ölmeden önce ölünüz" hikmetli sözünün pratiğidir ihram.
Gerçekten öyle hislerle dolmuş bir Özkök'ün dönüşte ne kararlar alacağını merak etmediğimi söylesem, yalan olur!
Ama bundan da önemlisi...
İçimdeki çok ciddi başka bir endişe var.

***
Ahmet Hakan şimdiden bir "Umre müdafaası" yazısı kaleme aldı.
Pek kıvrak ve renkli bir yazıydı.
Kendilerine yöneltilebilecek "umre üzerinden itibar arıyorlar" veya "dönemin koşullarına uyum sağlıyorlar" türünden eleştirilere karşı günün modasına uygun dervişlik meşrebince cevaplar taşıyordu.
Öyle ki, yazı neredeyse, Mevlana'nın o güzelim "bizim için iyi de, kötü de söyleseler memnunuz/ bize sonunuz yok, diyorlar/biz 'sonsuz' olmaktan memnunuz" sözlerini hatırlatıyordu.
Ama bakınca gördüğümüz de, bildiğimiz Ertuğrul Özkök ve Ahmet Hakan hani...
Yazı denen becerinin cilvesi mi demeli buna, bilmiyorum!

***
Şimdi bu ikili, Allah'ın emri, dönüşte uzun uzadıya ziyaretlerini yazacaklar.
Oradaki hallerini, izlenimlerini, duygularını dile getirecekler; birbirlerine takılacaklar, umre üzerinden binbir türlü güncel, siyasal, polemiksel gönderme yapacaklar.
Benim endişem ve meselem de işte tam bu noktada!
Çünkü Ertuğrul Özkök birkaç yıldır gazeteciliği habercilikten çok Batılıların "entertainment" dedikleri türden bir eğlence/eğlendirme işi olarak görüyor.
Bunu açık açık söylüyor, yazıyor ve asıl önemlisi bu teorisini gazetesinde uygulamaya döküyor.
Hatta bir keresinde yalan futbolcu transfer haberlerini aynı nedenle çok hoş ve uygun bulduğunu bile söylemişti.

***
Özkök'ün ağzından düşürmediği "entertainment" içinde bir performans, bir tür şov, daha doğrusu bir "sahneye koyuş" bulunan eğlence türüdür.
Gazetecilik Özkök'ün dediği gibi artık bu tür bir eğlence ise...
Yazılar, diziler bu tür bir eğlendirmeye hizmet edecekse...
İster misiniz, Özkök ve Hakan'ın geri dönüşlerinde Umre ziyaretleri hakkında çıkacak yazılar ve iştahla girişecekleri polemikler de bir tür "entertainment" niteliği taşısın!
Ben istemem!
Birçok okurun ve meslektaşın "yahu bunlar şimdi de Umre ziyaretini mi sahneye koydular?" diye düşündüklerini biliyoruz. Bunun gerçek olmasını ister misiniz?
Ben istemem!
Anladınız mı şimdi endişemi?
Neyse...
Yazıyı burada keseyim de, daha fazla günaha girmeyeyim.