Üç haftadır "göz bebeği" bölgeye yoğunlaşınca, ıskalanan koca bir yüzü ve bedeni kaldı İstanbul'un.
Oysa gelinlik kız gibi nazlı, kırılgandır bu şehir.
Hele de ben gibi onun bağrında doğup büyümüş olanlar düşsel bir ikili ilişki varsayar aralarında. Üstelik abartılıdır bu sanış.
Monogamdır, romantiktir, yegânedir.
O zaman tez elden gönül almalı, çıkıp her bir yanı dolaşmalı, eksik kalmış alaka tamamlanmalı. "Bir semtten gir, kalp tamiratına başla" dedim kendime.
Pizza dağıtımı yapan gençlerinkinden biraz hallice motosikletim var. Hele gündüz vakitlerinde kullanınca, trafik sıkışıklığı, park yeri sorunu neredeyse sıfıra iniyor.
Böylelikle sadece önceki gün içinde sadece tek semt değil, 3-4 ayrı muhiti gezip görüp izleyecek şans doğdu. Bakın bakalım nerelermiş, nelermiş?..