Magazin muhabiri kardeşlerle ara sıra sohbet edip dertleşmek keyifli oluyor. Hepsi her an enerji patlaması hallerde, kıpır kıpır ve sevimli. Yani bazıları için kâbus gecelerinin müsebbibi olan bu gençler sanılanın aksine tatlı dilli, güler yüzlü gençler. Bazen susup aralarındaki muhabbete kulak kabartmak da 'malumatfuruşluk' açısından gayetle verimli oluyor.
Arada bir torpil isteyip 'şunu şunu ben yazsam darılmazsınız değil mi?' deyince kerhen de olsa kabul ediyorlar.
Öyleyse üç beş seçki yapayım son muhabbetimizden.
Barış sürecinin rüzgârı meğer sahnelere de sirayet etmiş.
Uzun süredir 'küs' olan Mazhar Alanson'la Cem Yılmaz barışmış sessiz sedasız.
Dahası aralarına bir film şirketi sahibini de alıp Umre'ye gitmişler geçen ay. Bazı malum kişilerin neredeyse mavi yolculuğa gider kıvamda tarz oluşturduğu bu kutsal seyahati asla dillendirmemeleri, sakin sakin gidip dönmeleri hoşuma gitti yalan yok.
Kaç kovala bitti mi?
Bir başka havadis de 'gecelerden fazla iş çıkmaması' üzerine. Onun da sebebini sordum.
Ne oldu da durgunlaştı kaçma-kovalama-yakalama işleriniz peki?
- Ne olacak Savaş Abi maymun gözünü açtı
!!!!!!
- Özellikle yakalanmak isteyenlerden gayrısı artık mekanlara takılmıyor, ev partileri yapıyorlar.
Gündüzden konuşup anlaşıp geceleri herhangi birinin evinde toplanıp eğleniyorlar.
Konu komşu ayaklanmıyor mu yahu?
- Müsait olmayanlar da parti evi ya da mekanı kiralayıp oraya topluyor eşini dostunu. Mesela Kenan Doğulu'nun evi müsait. Kenan da zaten parti vermeyi sever. Orada sıkça parti oluyor mesela. Uygun olmayan da; Şişli-
Nişantaşı bölgesinde mekân buluyor. Bunlar genellikle iş yapmayan köhne yerler. Oraları kapatıp, bir de parola kararlaştırıp toplanıyorlar.
Güvenlikçiler parolayı bilmeyeni içeri almıyor.
Bitti mi bana anlatacaklarınız peki?
- Abi bir de Survivor var.
Bu defaki Survivor'daki tipler şahane. Hele oradaki Duygu, Fatmagül, Dağhan ve Barış Manço'nun oğlu Doğukan çok dikkat çekiyor. Yapımcılar şimdiden Acun'u ikna edip Allah'ın emriyle yeni projeleri için istiyorlarmış. Acun da 'Önce sağ salim yarışmayı bitirelim sonrasına bakarız' diyormuş.
Haydi söyle
Bunları anlattıktan sonra da: " Hep bana hep bana olmaz abi. Sen de bir şeyler söylesene, kulağın deliktir' diyorlar.
Düşünüp düşünüp söylüyorum ama o kadar kallavi değil benimkiler. 'İbrahim Tatlıses önceki gün Irak'a gitti. Bir de Dingo'nun Ahırı neresiymiş ortaya çıktı' diyorum.
İbo'yu da duymamışlar ama esas Dingo'nun Ahırı üzerinde durup; 'yeni açılan bir mekân mı, nerede, kim açtı?' diyorlar. Gülüp, ' bekleyin' diyorum. 'Kimden nasıl öğrendim köşeme yazacağım.'