Mardin'de 0-18 yaş grubundaki çocukların kaldığı Hizmetler'e bağlı Musa Cihaner Çocuk Esirgeme Kurumu'na "kötü niyetle" gittim. Çünkü hoş şeyler duymamıştım için. Yakın bir zaman önce sokakta bulunup buraya getirilen, Recep Güler konmuş bebek 4 ay sonra yurt penceresinden aşağıya atılmış ve zemine çakılarak ölmüştü. Olaya el koyan Çocuk Esirgeme Kurumu'nda olay gecesi olan tüm personel ile büyük olan çocukların ifadelerine başvurmuş. bebeği balkondan bakıcı annenin veya yaşındaki psikolojik sorunları olan bir kız çocuğunun atmış olabileceği ihtimali üzerinde durulmuştu. Olayla ilgili dava devam ettiği daha fazla detay vermeyeceğim. İşte bu türden sıkıntılarını bildiğim yurda ön yargılı gittim. Ancak orada yaptığım çalışma sırasında sevinerek gördüm bir aile ocağında bile zor rastlanır dirlik düzenlik mutluluk hakim olmuş mekana. Her yan pırıl pırıl, çocukların yüzleri güleç, çalışanlar gayetle sıcak, samimi, şevkatli. Yurtla ilgili detayları daha sonar köşeme yazarım. Orada haber formunda önemli bir olaya tanık oldum, onu anlatmak isterim size.
AİLE DAĞILMIŞ
3 kız kardeşle tanıştım o yurtta. Melek, Şerife ve Zelal Paraçi kardeşlerdi onlar. En büyükleri Melek 16 yaşında ve Mardin Kız Meslek Lisesi'nde bilgisayar bölümünde okuyor. Onun bir küçüğü Şerife ise Sağlık Meslek Lisesi öğrencisi. En ufak kız kardeş olan Zelal henüz ilköğretim 7'nci sınıfta. Anne babaları ayrılalı çok olmuş. Aile dağılmış. Kızlar da bu yurda yerleştirilmiş, orayı aile ocağı bellemişler nicedir. Babaları İzmir'de. Sağlık durumu hayli bozuk. Çünkü tek böbreği var ve o böbrek de hasarlı. Haftada 3 kez diyalize giriyor, dolayısıyla da çalışamıyor. Ailede böbrek sorunu olan başka fertler de olduğu için yurt idaresi hastanede kontrole aldırıyor genç kızları. Zelal'in iki böbreği de taş gibi çıkıyor maşallah. Ancak ortanca kardeşin yani 15 yaşındaki Şerife'nin bir böbreği hayli zayıf, diğeri ise kanamalı.
3 BÖBREKLİ
O da babası gibi her an diyaliz makinesine bağlanabilir, ardından da nakil bekleyebilir. Kontrol sırası ablaya, yani Melek kıza gelince hayrete düşüyor doktorlar. Çünkü Melek'in hepsi de tıkır tıkır çalışan tam 3 böbreği olduğu anlaşılıyor. Acaba hata mı yaptık diyor, bir daha bir daha kontrol ediyorlar. Sonuç aynı. Melek kızın 3 böbreği var. Gözleri sevinçle parlıyor genç kızın. Çünkü bunlardan birini ihtiyaç halinde kız kardeşine, birini de yıllardır nakil için donör bekleyen babasına verebilir. Önceden yapılan testlere gore dokular uyuşuyor çünkü. Ancak hekimler pek öyle düşünmüyor. 3 böbreği de olsa ancak bir tanesini verebileceğini, genç bedeninin diğer olasılığı kaldıramayacağını söylüyorlar.
BABANIN MESAJI
İşte "Kadere bak!" denecek durum tam da burada çıkıyor ortaya. Melek kız belki de yaşamının en zor, en ağır seçimini yapmak zorunda kalıyor. 3 böbreğinden birini hemen babasına mı versin. Ya da bir süre sonra o böbreğe ihtiyacı olması kuvvetle muhtemel kardeşi Şerife için mi beklesin. İzmir'de hasta yatağındaki babadan gelen; "Ben yaşayacağım kadar yaşadım. Size bari şimdi bir faydam olsun. Beni düşünmeyin. Abladan kardeşe nakledilsin o böbrek" mesajı da rahatlatmıyor onu. "Ya kardeşime gerekmezse. Ama onu beklerken babama başka bir verici çıkmaz ve onu kaybedersek ne olur?" diye içi içini yiyor. Yaman bir hal ve çok zor bir karar değil mi?.. Çok zor, çook çok zor. Allah yardımcınız olsun Melek kız...