Televizyon yöneticilerine sitem ediyoruz. Aynı gece aynı saate sevilen dizileri koyuyorsunuz.. Yapımlar kafa kafaya tokuşurken, seyirci olarak biz de helak oluyoruz.. Ya yardan ya serden geçme durumu hasıl oluyor, diyorduk. Sağ olsunlar aynı hatayı bu kez konser organizatörleri yaptı. Aynı gece İstanbul'da 3 dev konser pişti oldu. Neydi onlar bakalım:
1- İbrahim Tatlıses / Açıkhava
2- Mahsun Kırmızıgül - Yavuz Bingöl / Rumeli Hisarı
3- Zülfü Livaneli - Sabahat Akkiraz - Şükriye Tutkun / Arena
Tamamen duygusal
Kendi payıma üç konseri de izlemeye can atardım. Diyarbakır'dan İstanbul'a döndüğüm gece İbo'nun ikinci ve son gecesiydi. Mahsun daha Mardin'de dizi çekimindeyken davet etmişti konserine. Ne yazık ki ikisine de gidemedim, yönümü Zülfügil'in konserine çevirdim.
Fikir babası
Bunun duygusal nedeni vardı çünkü.
18 Ağustos A Takımı'nın 12. yaş günüydü. Zülfü Abi ise o dönem proje koordinatörlüğü yaptığı atv adına böyle bir program hazırlayıp sunmamı isteyen kişiydi. A Takımı'nın fikir babasıydı yani.
Bravo Necati
Lafı uzatmadan Necati'yi tebrik etmek istiyorum. BKM'nin başarıları art arda gelirken cesurca bir atak daha yapmış.
Beşiktaş Belediyesi'yle omuz omuza handiyse bir çöplük olan o koca mekanı harika bir etkinlik alanına çevirmiş. Elbette yandaşları, arkadaşları, ekibiyle becermiş bunu. Benim tebrik edişim onun şahsında tüm kardeşleri.
Kuruçeşme Arenası
Büfe fiyatlarıyla ilgili birkaç şikayet geldi onu da naklettim hemen. Anında konuşmuş ve çözüm için yol kat etmiş helal olsun .
Gözle kaş arasında muhteşem bir konser alanına kavuşmuş yani İstanbul. Hem de bir yanı denizboğaz, bir yanı Kuruçeşme tepeliklerinin çamları heyooo.
Sahneye birlikte çıktı üç sanatçı. Sözleri Yaşar Kemal'e ait Merhaba şarkısını seslendirdiler.
Şükriye Kız
Sonra Şükriye'ye kaldı meydan . Her yıl biraz daha güçlenen, kuvvetlenen sesi ve sahne hakimiyetiyle gönülleri fethetti Şükriye kız.
Bin defa dinlesem doymayacağım Arda Boyları' nı yine mükemmel okudu.
Protesto
Bir ara, "Bunlar Hisar'ı, Açıkhava'yı dolduramaz" diye ahkam kesen, oralarda kendilerine şans vermeyenlere de ince laflar dokundurdu, protesto etti onları. Arena'yı dolduran kalabalık alkışlarla onayladı onu.
Yağmur gibi
Sonra Sabahat Akkiraz çıktı sahneye. Arguvan havalarını, deyişleri, otantik türküleri o erişilmez güzellikteki sesiyle dile getirdi. Yağmur gibi yağan alkışlardan sonra veda etti izleyicilere.
Şimdi en büyük an gelmişti ve ortalık " Zülfü, Zülfü" diye inliyordu. Usta'nın sahnesini ayrı bir yere, aşağıya yazıyorum, hem de büyük keyifle yazıyorum.