Bunların gerçekten en küçük de olsa bir umutları mı var, yoksa evde oturmaktan canları mı sıkıldı?
Öyle ya, lumpen kahvehanesinde prafa oynayacak adamlar da değiller ki...
"Hayır işleri" falan yapabilirlerdi, torun gezdirebilirlerdi, çiçek sulayabilirlerdi...
Siyaseti tercih ettiler.
Gene...
Yoksa, o en küçük umut, "Altılı masa nasıl olsa birbirine girip dağıldıktan sonra aday olarak belki beni seçerler" tarzında bir kör umut mudur?
Rahmetli Mesut Yılmaz buna benzer bir şey denemişti... Bağımsız olarak Meclis'e girmiş, kendi kendini bir "tarafsız cumhurbaşkanı adaylığı" beklentisine sokmuştu...
Erdoğan'ın kararlı tutumu yüzünden hevesi kursağında kalmıştı...
Hani Abdüllatif Şener gibi canım...
Darbe olacak, onu da "sivil başbakan" yapacaklardı... Hiç olmazsa bir tür Ekrem Alican gibi bir şey... Tutturamadı.
***
Sevgili kardeşim Ahmet Özal parti kurmuş.***
Muharrem İnce, Mustafa Sarıgül gibi "siyasi aktörler" kendilerine ancak çarçur internet sitelerinde küçük yerler bulabiliyorlar.
"Ana akım medya" çoktan yakalarını bıraktı.
Temel Karamollaoğlu, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan gibi isimler uyanıklık edip masada yer kapmasalardı onların durumu da pek farklı olmayacaktı.
Hele Gültekin Uysal... Ciddi ciddi bir "lider" sanılıyor...
Haldun Taner, "kıraat kitapları kahraman ister" demişti...
Medya da aktör istiyor.
Öyleyse komedyaya devam.
Baksanıza, en olmayacak Haşim Kılıç ismi bile fırtınalar kopardı.
Fatih Terim de olabilirdi yani.
Cem Uzan'ı ne zaman cumhurbaşkanı adayı yaparlar, merakla bekliyorum.
***
BU NE YAMAN ÇELİŞKİ ANNE?
"Ben siyasetin içinde bir insan değilim." Mansur Yavaş
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz