Muhalefet, ille çıkıntılık edecek ya, yeni seçim kanununda barajın daha da düşürülmesini istemiş.
İyi Parti "Yüzde 3 olsun" diyor, CHP ve gizli ortağı HDP "tamamen sıfırlanmasını" istiyor!
Neden? Bu partilerden herhangi birinin barajla bir sorunu mu var? Hadi Gültekin Bey ya da Muharrem Bey istese anlayacağız.
Hatta HDP efeleniyor, "İsterseniz barajı yüzde 20 yapın, gene aşarız" diyor...
Zor biraz! Biraz değil çok zor. Çok zor değil, imkânsız. Ama dilin kemiği de yok.
Hem yüzde 0 isteyeceksin hem de yüzde 20 bile olsa bizi etkilemez diyeceksin, buna da politika diyecekler ha?
Nasıl olsa oy verecek "robotlar" böyle çelişkilerin üzerinde durmaz canım.
Bunları niçin yapıyorlar? Muhalefet "olsun için"...
Bir de parti geçinen minik ortaklarını Meclis'e sokabilmek için tabii.
Kanun tasarısını değiştiremeyeceklerini, müdahale etmeye güçlerinin yetmeyeceğini bilmezler mi? Bilirler.
Fakat CHP daha "hinoğlu hin" bir numara yapmaya çalışmış.
Seçim yeterliliği için kongre yapmış olma şartının AYM kararına bağlanmasını istemiş...
Çünkü bu yıl kongre, pardon, kurultay yapması gerekirken yapmayacak. Ne kadar demokratik!
Ve de AYM onu kurtaracak.
Nasıl? Orada Sabih Kanadoğlu yok ki...
Ahmet Necdet Sezer çoktan yok...
Elbette bu teklif de reddedilmiş.
Reddedileceğini bilmiyorlar mıydı?
Evet ama bir umut...
Neyse ki yeni kanun, eğer genel kurulda değiştirilmezse, bir partinin seçime katılabilmek için kongresini "üst üste iki defa ihmal etmemiş olma" koşulunu getiriyor.
Yani CHP bir kere katakulli yapabilir, ikinci kere yapamaz.
Hakçası, "bir kere bile ihmal etmiş olması" cezalandırılmalıydı.
Böylece Kemal Bey, parti için diktasının "makbul bir şey" olmadığını öğrenirdi.
Onu bunu da diktatörlükle suçlayamazdı.
***
Siz bunları boşverin de, CHP ve irili ufaklı ortaklarına asıl felaket haberini vereyim:
Anketlere göre toplumun yüzde 83.7 gibi ezici bir çoğunluğu "cumhurbaşkanını halkın seçmesini" istiyormuş!
Eee, bu durumda nasıl güçlendirilmiş bilmemne anayasası yapacaksın da halkoyuna sunacaksın?
Reddedilince madara olmayacak mısın?
***
İYİ Kİ FAZLA SEVMEMİŞ
Geçen gün 84 yaşında ölen eski ABD Dışişleri Bakanı Bayan Madeleine Albright "tam bir İstanbul âşığıymış", öyle dediler.
Şiş kebap, Topkapi, Törkiş raki, göbek dansı falan? O belli değil.
Atatürk'ü de çok severmiş.
Fakat bizim rahmetli dışişleri bakanımız İsmail Cem'e "kesik" olduğunu da her haliyle belli ediyordu!
O kadar ki, rahmetli İsmail Cem, bayan onu şapur şupur öpmesin diye hep Demirel'in arkasına saklanıyordu...
Bayan Albright, "Yarım milyon Iraklı çocuk öldürdük, zor bir seçimdi ama buna değdi" demişmiş...
Bizim bakanımızı Allah kurtarmış.
İstanbullu çocukları da.