Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

İşte buuu

Sesli dinlemek için tıklayınız.

Dünyada 11 milyon kişi seyretmiş... Eh, bunun "turizm tarafında" da yansımaları artarak devam edecekmiş...
Mesele bundan ibarettir.
Pera Palas'a yoğun ilgi.
Dizi amacına ulaşmıştır.
Otel "adeta" yeniden keşfedilmiş...
Ziyaretçi sayısı on kat artmış.
Birçok saftırık "Atatürk'ün odasını" görmeye koşuyor. Umarım Zülfü Livaneli en önde gitmiştir, böyle şeyleri sever. Neyse, hiç olmazsa bu sefer bu otel Adlon gibi "çakma" değil, hakikisi.
Mustafa Kemal Paşa orada birkaç gece kalmış. Zübeyde Hanım'ın Akaretler'deki evinden ayrıldıktan sonra arkadaşı Salih Fansa'nın evinde birkaç gece geçiriyor (otelin tam karşı köşesindeki bina), sonra otele yerleşiyor.
Memleketi kurtarmak için falan değil, mecburen mecburiyetten.
Toplam kaç gece kaldığını bilmiyoruz. Kimse üzerinde durup da yazmamış. "Bir dönem kalmıştı" diye yuvarlıyorlar. Üç gece çıksa, beş gece çıksa efsane püff diye sönecek.
Ona bakarsanız 1935'te çevresine "19 Mayıs'ta ne olmuştu?" diye sormuştu da kimse bilememişti...
Sonra Şişli'de bir Rum madamın kiralık evini tutuyor, kızkardeşi Makbule de ağabeyini yalnız bırakmamak için yanına geliyor.
Bu kadar.
Ama biz kendi yarattığımız efsanelere sarılmadan yaşayamayız arkadaş.
Şimdi, olaydan 104 yıl sonra birçok saftırık "belki Atatürk'ten izler kalmıştır" diye o odayı tavaf ediyor...
Agatha Christie'nin hayaletini görürüz umuduyla da bir başka odayı...
(Christie'nin kaç kitabını okudun?)
O odalarda yüz yıldan fazladır toplam kaç kişi kalmıştır? Her biri iz mi bırakacaktı?
Şimdi günde 400 kişi uğruyormuş.
"Kuruluş Osman" dizisini görünce Söğüt kasabasına niçin koşmuyorsunuz?
Dumlupınar'ı kaç kişi ziyaret ettiniz?
Ya Anafartalar'ı?
Yoksa "Ankara Ankara güzel Ankara, seni görmek ister her bahtı kara" marşının etkisi altında kaldığınız için mi Meclis'e girebilmek için yanıp tutuşuyorsunuz?

***

Kazanılan paradan, diziyi yaratan ekibe ve hatta Netflix'e de komisyon verilmelidir.
Madem ki mesele ticaridir...

***


DOĞRU SÖZE NE DENİR?
"Atatürk demeyelim, şimdi birisi kızar... Laikliğe gerek yok zaten... İstanbul sözleşmesi demeyelim... Nükleer enerji demeyelim... Mülteciler dersek Davutoğlu kızar... 13 sene ekonomiyi yönetti dersek Babacan kızar... Atatürk dersek Temel Bey kızar... Kimseyi kızdırmayalım, ortaya karışık bir metin yapalım."
Muharrem İnce



Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA