Nusret Londra'da lokanta mı açmış ne...
Park Tower otelinin lokantasını mı almış ne...
Hayırlı olsun.
Lakin hesaplar korkunç geliyormuş.
Gelir gelir, koskoca Nusret bu. Escoffier de halt etmiş yanında, Ducasse da, Bocuse de.
Et yemeği yapıyor, etle yeni tanışan yeni zenginler de hapır küpür gömüyorlar.
Bir de kolundan tuz döküyor.
Kıllı ve terli kolundan dökülen tuzun ayrı bir tadı olmalı. Hipertansiyon nedeniyle bize tuz yasak, "muttali" olamadık.
Nusret'in yeni lokantasında dört kişi yemek yemişler, 37 bin 23 sterlin hesap gelmiş.
Bugünkü kurdan 471 bin Törkiş papel.
Adam başı 100 bin lirayı geçiyor.
Lokantaya ortak olmuyorsun, yalnızca yemek yiyip kalkıyorsun.
Nusret'e helal olsun.
Eşek buldun mu yolacaksın. Keriz buldun silkeleyeceksin.
Hani şu Atatürk hakkında yazılmış kitabın 2 bin 500 liraya satılması gibi.
(Atatürk'ün kendi yazdığı kitap 25 lira.)
***
Baklavanın bir tanesi (tabağı değil, tanesi) 320 liraya geliyormuş.***
Silkelesen cebinden yüz lira düşmeyecek tıfıl oğlanlar şimdi bunu "sosyal medyada" tartışıyorlarmış...
Çok şükür bizden bir yemeğe 470 bin lira ödeyecek görgüsüz çıkmaz.
Bizden, Jennifer Lopez'in ya da Yıldız Tilbe'nin "canlısını" görmek için hepi topu birkaç bin liracık ödeyecek görgüsüzüler çıkarlar.
Alev Alatlı'nın çok güzel özetlediği gibi:
Türkiye'de açlık bitti, açgözlülük başladı!
İnanmıyorsanız gayrımenkul fiyatlarına ve kiralara şöyle bir göz gezdirin de ağzınız açık kalsın.
Nusret de gelsin tuz döksün.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz