Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Özeleştirini yap Sera arkadaş

CHP saflarında gerçekten de pırıl pırıl beyinler var...
Örneğin, CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel bir önerge vermiş, "Sabahattin Ali nasıl öldürüldü?" sorusunu AK Parti hükümetine soruyor.
Sabahattin Ali'nin öldürüldüğü tarihte cumhurbaşkanı İsmet İnönü, başbakan Hasan Saka, içişleri bakanı Münir Hüsrev Göle, milli emniyet reisi Mehmet Naci Perkel...
Recep Tayyip Erdoğan'ın doğmasına daha altı yıl var.
Memlekette ahmak çoktur ama hiç kimse Sabahattin Ali'yi Ali Ertekin'in "milli hisleri galeyana gelerek" öldürdüğüne inanacak kadar ahmak değildir.
Hay Allah, kim neden öldürdü şu adamı yahu?
Uğur Mumcu'nun oğlu da "Babamı İslamcılar öldürmemiş olabilir" diyordu...
Biraz protein, biraz et, süt ve balıkla varılamayacak gerçek yoktur.

***

Bu pırıl pırıl beyinlerden bir diğeri, İstanbul Milletvekili Sayın Sera Kadıgil, CHP'den istifa etmiş, TİP'e geçmiş.
Böylece TİP, dört kişiyle Meclis'te bayağı önemli bir güç haline gelmiş.
Oysa İnönü ve Demirel el ele vermişler, 1968 yılında TİP'in bir daha Meclis'e girebilmesini engellemişlerdi...
Zarar yok, TİP artık Meclis'te "devşirme" yöntemiyle yer alıyor...
Kadıgil, düzenlediği basın toplantısında "Tertemiz bir ideolojik ayrılıkla karşınızdayım" demiş.
O ideolojik ayrılık dün sabaha karşı başgöstermediğine göre, acaba Kadıgil geçen seçimde "kipkirli bir ideolojik birliktelik" sonucu mu CHP'den milletvekili olmak gibi bir eziyete katlanmış?
Bakınız Sayın Canan Kaftancıoğlu böyle bir ayrılık düşünüyor mu? Düşünmüyor.
Şenol Güneş'in tatlı maaş uğruna bir türlü istifayı aklına getirmemesi gibi...
Kadıgil'in tam adı Saliha Sera Kadıgil Sütlü...
Dört kişi sayılmalı. TİP mebusları da böylece daha kalabalık görünebilirler.

***

Sayın Saliha Sera Kadıgil Sütlü'nün tatlı açıklamasında çok çarpıcı bir cümle var:
"Türkiye'nin ilk kadın genel başkanının, Behice Boran'ın partisinin Meclis grubunu (ortada grup mrup yok ha) ikisi bıyıklı üç erkeğe terk etmeye gönlüm razı gelmiyor"...
Yani mesele bıyıkta.
Devrimci bıyıklı olmamalı.
Behice Boran'ın bıyığı var mıydı? Yoktu.
Ama Karl Marx'ın bolca sakalı ve bıyığı vardı.
Friedrich Engels'in de.
Lenin'in var mıydı? Vardı.
Stalin'in var mıydı? O kadar vardı ki, devrimci çevrelerde kısaca "posbıyık" diye anılırdı.
Sayın Saliha Sera Kadıgil Sütlü bunu nasıl içine sindirebiliyor?
Sosyalizmin böyle sakallı, bıyıklı adamların elinde kalmasına gönlü razı geliyor mu?

***

Devrim yakındır yoldaşlar, yeter ki bıyıklarımızı keselim.
Fakat devrimi feministler yaparlarsa korkarım başka yerlerimizi de kesecekler!
Havuç ve patlıcan fiyatlarına "narh" koyarlar, mesele kalmaz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA