Biz okulda "devrim tarihi" okuduk da okumadık.
Hem lisede hem üniversitede...
Ne lisede ne üniversitede...
Hesapça "en önemli ders" diye pazarlanırdı.
"Zorunlu" dersti ama "geçme garantili" dersti. Beden eğitimi gibi, resim gibi, müzik gibi, askerlik gibi.
Bize doğru dürüst hiçbir şey anlatmadılar.
İyi kötü bir şeyler öğrenmek isteyen "kendi çabasıyla" öğrenebildiyse öğrendi.
Koskoca Galatasaray, koskoca Boğaziçi "devrim tarihini" ciddiye almıyor, bunu bir "angarya" kabul ediyordu.
Ötekileri siz düşünün.
Lise tarih dersinde yılın son birkaç haftasına sıkıştırılır (kitabı da ayrıydı) ama genellikle sıra gelmez, fırsat bulunmazdı.
Üniversitede ayrı bir dersti, son sınıfın son döneminde, ama girmiyorduk...
Kantinde kızlarla lak lak ediyorduk...
İşte bu nedenle, bugün "mektep medrese görmüş" kabul edilen binlerce ve binlerce kişinin kafasında devrim tarihiyle ilgili birtakım "bulanık" bilgiler ve daha çok da papağan gibi tekrarlanan ve tekrarlatılan ezberler vardır.
***
Şimdi, hayat bilgisi dersinde çocuklara Atatürk'ün çocukluğu, "inkılap tarihi" dersinde de (devrim derlerse, neme lazım, laf başka yerlere gider!), devlet adamlığı yetenekleri anlatılıyormuş...***
Ne yazık ki, basında bize küfür ve iftira eden karta kaçmış faşistlerin bilgi ve düşünce düzeyi de bunlardan daha ileri değildir.
Kutlu olsun!
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz