Ancak bu böyle gitmez, sömürü devam etmez... Diyorlardı.
Sömürü öyle bir devam eder ki!
Fakat buna kılıf uydurulur, "Artıdeğer sürüyor ama kamu yararına kullanılıyor" derler.
Ve hiç domates görmemiş, portakal tatmamış nesiller yetiştirirler.
Hesapça iktidarda olan maden işçileri, Sovyetler Birliği'nin son yıllarında kömür madeninden çıkınca ellerini yüzlerini yıkamaya sabun bulamıyorlardı...
Gorbaçov döneminin son zamanlarında Moskova'da papatya gibi güzel kızlar görmüştüm, bizim kapıcının karısı daha iyi giyiniyordu.
Erkeğini alkolik, kadınını orta malı yapan bir düzen kurulmuştu...
Battı.
***
Yepyeni bir hayat gelir bizde ve her yerde...***
Türk solu "öncelikle Kemalist" olmaktan da kendini bir türlü kurtaramadı.
İnönü'yü "solun manevi lideri" sanmak da bu zavallılığın sonucudur. Parti yoktu, dernek yoktu, sendika yoktu, gazete yoktu, grev hakkı yoktu ama İnönü solun babasıydı.
O zamanlar komünist demek yasak olduğundan devrimci denilip geçiliyordu.
"Komünist olmayan sol" da kendini bir türlü onlardan sıyıramadı...
Bir ara bir umutla Ecevit'in peşine takıldılar ama hazretin birbiri ardına yarattığı fiyaskolarla sarsıldılar.
Bugün onlar da yok hükmündedir.
Peki ne olacak? Ne yapacaklar?
1 Mayıs günleri homurdanmakla yetinecekler.
Bu sene toplanmak da yasak üstelik.
Evde kutlarlar artık ve gene hükümete nefret kusarlar.
Çünkü bütün o yollar, köprüler, hastaneler, havalimanları uzaylılar için yapılıyor.
İşçi de eşek olduğu için mi oyunu gidiyor gidiyor Tayyip'e veriyor?
Bilinçsiz canım... Bir bilinçlense kafasını satırın altına uzatırdı ama bilinç yok..
Sen daha çoook nal toplarsın aziz ve muhterem devrimci kardeşim.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz