Adamın mesleğini merak ettim.
Değerli Türk basını "beş bilmemne, bir bilmemne" kuralını gene atlamış.
Acaba emekli albay mı?
Apartman yöneticisi, daha doğrusu site yöneticisi, onu anladık da...
"Zart zurtuyla" ün yapmış.
Kat maliklerine "ilginç cezalar" kesiyormuş. Mahkeme her seferinde bu kararları iptal ediyormuş.
Örneğin, "kapı önüne ayakkabı bırakma" cezası...
Ben olsam kapı önüne ayakkabı bırakanların ayakkabılarını toplar, uzak bir çöplüğe atardım.
Maske takmayanlara ve sosyal mesafe kuralına uymayanlara da ceza kesiyormuş.
Çocukların çimde top oynamalarını da yasaklamış.
Buna karşılık "basına konuşanlara" da ceza kestiğini söylüyorlar ama o bunu yalanlıyor (ceza iki bin lira ha!).
Böyle yetkileri var mıdır?
Yoktur.
Ama herkesin kural çiğnemeye pek bayıldığı bir ülkede, eh o da kuralları "hayırlı bir amaçla" çiğnemiş oluyor.
***
Halkımız "apartman hayatını" hiç sevmedi ve alışamadı.***
Halkımız, gene "ortak yaşam" sorumluluğu olan aidat, gaz, su ve elektrik parası ödemeyi de sevmez.***
Meselenin iki yüzü böyle.
Dışı seni yakar, içi beni yakar...
Oğuz Atay'ın "Tehlikeli Oyunlar" adlı romanını okuyunuz.
Orada "emekli albay Hüsamettin Tambay'" adında bir tip vardır.
Toplumda böyle bir "insan kategorisi" vardır ve çok ilginçtir.
Ara sıra darbe bile yapar.
Memleketi de apartman gibi yönetmek üzere...
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz