Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Troyalı Hayriye

Bir gazetenin turizm eki...
Bir Homeros büstü...
Homeros'tan elimizde hiçbir gerçek görüntü olmadığına, hatta Homeros adında bir şairin gerçekten yaşayıp yaşamadığına dair kesin kanıt bile olmadığına göre, çakma tabii...
Hani bizim paraların arka yüzündeki Yunus Emre resmi gibi

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Tevfikiyeli köylüler, bu büstün önünde akşamları buluşup ovanın üzerinde batan güneşi izliyorlarmış.
Vayy... Romantizmin dibi.
Arkeolojinin de dibi.
Büstün önünde şalvarlı üç kadın.
Üstte yoksul hırkası, ayakta köylü terliği.
Bunlar Troyalılarmış.
Biri Hayriye.
Yanındakiler de Eleni ile Poliksena olsalar gerek.
Çanakkaleli Melahat'ı iyi tanırdık, Çanakkaleli Ülgür de arkadaşımız ama şimdi...
Hayriye "Hektorcu"...
Sabahattin Eyüboğlu ile Azra Erhat da öyleydi.
Eyüboğlu mavi yolculuk sırasında "ekibini" çevresine toplayıp sorardı:
Söyleyin bakalım, Ahilleus'tan yana mısınız, Hektor'dan yana mı?
Hep bir ağızdan haykırırlardı:
Hektor'dan yanayız!
Hektor, Atatürk oluyordu.
Yaşar Kemal de, bir gözü kör ya, Homeros.
Bu zırvalıkların, o zamanlar "mitolojik Marksistler" diye dalga geçilen Eyüboğlu- Erhat ikilisiyle birlikte toprağın altına girdiklerini sanıyorduk.
Meğerse bütün canlılığını koruyormuş.
Bunu esas olarak Profesör Doktor Rüstem Aslan'a borçluyuz.
Prof. Aslan, "Türkler Troyalı değil belki ama bir gerçek var ki Troyalılar Türk" demiş.
Profesör Doktor Muazzez İlmiye Çığ da Sümerler'in Türk olduklarını söylüyordu.
Hatta bir emekli tümgeneralimiz, Ahayalılar'ın da Aka Türkleri olduklarını, hatta Mikene kralı Agamemnon'un isminin "ağa memnun" lafından geldiğini söylemişti.
Şuna bir karar versinler: Troya'da "Türk ile Türk" mü savaşmış? Ayıp değil miymiş?
Sonunda Türk cengaveri Ahilleus, Türk prensi Hektor'u öldürmüş. Bu yakışık almış mı?
Herhalde Alp Arslan 1071'de Malazgirt'ten doğru Anadolu'ya daldığında bir de ne görsün, meğerse her yer silme Türk dolu!

***

"Globi" duymuş muydunuz? O da yaşıyor. Peynirle yapılıyormuş.
Bu da bir Troya tatlısıymış!
İlyada'da bu konuda tek satır yok ama zarar da yok, çak turiste gitsin.
Hayriye Hanım'ın bunda bir dahli yok, kadıncağız turistlere üç beş dandik heykelcik satıp yolunu bulacak alt tarafı, Atina'nın Plaka semtinde plastik amfora satan uyanık Yunanlılar gibi.
Troya savaşını da pek güzel özetlemiş: "Kız yüzünden birbirlerine girmişler."
Homeros daha kısa anlatamazdı.

***

Profesör Rüstem Aslan, eğer profesörse, önce şu ev duvarına yaptırdığı Sparta tarzı "hoplit" resimlerini kaldırsın ve yerine gerçek Bronz çağı Mikene askerlerini koydursun, çünkü aralarında sekiz yüz yıl fark vardır.
Brad Pitt'in etkisi altında kalmasın, koskoca profesöre yakışmıyor, Tevfikiye köyü bir Hollywood stüdyosu olmamalıdır.
Fakat Troyalı Hayriye'nin kılığı o çağın gerçeğine yaklaşıyor: Mikene kazılarında bulunan kadın heykelciklerinden, bizim "üç etekle" şalvar arası bir şey giydiklerini anlıyoruz...
Ne yani, Diane Kruger gibi yarı çıplak mı gezecekti? "Kitsch" dediysek o kadar da değil, Amerikan düzeyine düşmeyeceğiz.

***


Çık dışarıya oynayalım

"Görüyoruz ki millet bizi çağırıyor." Meral Akşener

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA