Her gazetecinin, her gazetecinin değil artık her vatandaşın bildiği bir laf vardır:
"Köpek adamı ısırırsa haber değildir, adam köpeği ısırırsa haberdir."
Ne yazık ki köpek ısıran sapık ha deyince bulunamıyor... Bir bulsak manşet yapacağız.
Bunun yerine köpek patisi kesen sapıklarla, patilerini hortumla bağlayıp köpeğin ırzına geçen sapıklarla yetinmek zorunda kalıyoruz.
Herif bir de zeytinyağı gibi üste çıkıyor:
"Ne olmuş yani, alt tarafı köpek yahu!" Ve de "mala zarar vermekten" birkaç yüz lira ödeyip gidiyor.
***
Haber olmayan haberlere bayılırım.
Türk basınının "
röntgen filmi" gibidir.
Herif yazıyor: "
Cem, Serenay'ı öptü."
Ne ayıp... İnsan sevgilisini öper mi hiç?
Hükümet nikahını bastıracaksın, gerdek gecesini bekleyeceksin.
Dün gene haber olmayan bir haberle emekli memurlar gıdıklandılar:
Kılıçdaroğlu ve beraberindeki heyet Anıtkabir'i ziyaret etmiş...
Çelenk koymuşlar, falan filan.
Gazeteci olmayan emir kulu çocukların emirle yazdıkları haberde asıl haber, haberin dibinde yatıyor:
Kılıçdaroğlu, "
97 yıl önce kurulan CHP güçlenerek yaşamını sürdürüyor"
demiş!
Alsana, çeksene manşete bile değil, manşet üstüne! Bundan daha güzel skandal olur mu?
İki yudum ıhlamur arasında emeklinin içi rahatlasın... Kahvehanede yüzler gülsün...
"
İlk seçim çantada keklik" diye sevinsin garipler...
Kılıçdaroğlu'na sorarsanız geçen seçimlerin de bir tek kaybedeni vardı, o da
AK Parti'ydi.
O zaman güçlenme iddiasında haklıdır.
Üstelik "
özeleştiriyi" de ihmal etmiyor:
"
Elbette CHP'nin de eleştirilecek yönleri, yanlışları olabilir" demiş.
Hayır, olamaz.
Atatürk'ün partisi yanlış yapamaz.
Sizi men ederim sayın Kılıçdaroğlu.
Şiddetle reddederim.
Gerçi
Muharrem İnce eski kurultayda "
bu partinin genel başkanı yanlış yapabilir" demişti ama partiden değil başkandan sözediyordu.
Kılıçdaroğlu, Anıtkabir defterine yazdığı satırlarda da, "
mücadelemiz hakimiyet kayıtsız şartsız milletin olana dek sürecektir" buyurmuş.
Demek ki hakimiyet şu anda milletin değil, ya da kayıtlı şartlı olarak milletin.
İkisinden biri.
Kimin acaba?
Joe Biden'ın mı?
Tayyip Erdoğan herhalde uzaydan zembille indi ya da Sisi gibi darbeyle göreve geldi.
Peki Atatürk kalkıp bu defteri okumuyor mu, "
oğlum sen neler saçmalıyorsun" diyemiyor mu?
Bir dese, asıl işte o zaman haber.
***
Alın bir haber daha: Gürsel de otobüs almış.
Büyük şehirleri dolaşıyormuş, sıra küçük şehirlere de gelecekmiş.
Cumhurbaşkanı olmak istiyormuş.
İstemeyen bir tek partinin kadrolu kedisi Şero kaldı galiba, ha gayret... "
Çatı adayı" olarak niçin düşünülmez?
Kedi gibi munis ve sevimli
Abdullah Gül düşünülüyor da...
Eğer sağa açılmak ve herkesi kucaklamak istiyorlarsa, Ayasofya kedisi Gli de var!