Yok yahu, uç uç diye Muharrem İnce'ye laf dokundurmuyorum.
Elon Musk diye bir adam var, 115 milyar dolar sahibi, dünyanın en zengin üçüncü adamıymış.
Birincisi bizim Jeff... Daha Amazon'u pek kimse bilmezdi doksanlı yılların sonlarında, bana mektup yazardı "Dear Mr. Ardic" diye, hatırlı müşteriydim, şimdi tanımaz, selam bile vermez.
Seattle'daki evinin garajında "balina kasalı" iki bilgisayarla başlamıştı satışlara, ilk müşterilerinden olmuştum.
Yani diyeceğim, o milyarlık servette bizim de karınca kararınca birkaç bin dolar payımız vardır...
Bu Musk da "ileri teknoloji" yatırımcısı, oğlunun adını bile "X AE A-12" koymuş!
İyi niyetli bir uçuk ve kaçık mı, inanılmaz bir şarlatan mı, henüz bilinemiyor.
Bu uçukluk, Z kuşağının dünyasıyla pek güzel örtüşüyor ama.
Elon Musk, Mars'a adam götüreceğini söylüyor.
Ergenler de heyecanlanıyorlar tabii.
2025 yılında ilk "insanlı Mars yolculuğunu" gerçekleştirecekmiş. Alt tarafı beş yıl sonra. Korona virüsünden başlarını alırlarsa.
Mars'a gitmek pek öyle aya gitmeye benzemiyor. Ay yolu dört gün, bu yol üç buçuk sene... Bugünkü teknolojiyle...
Görünür bir gelecekte bu yolun kısalacağına dair hiçbir belirti de yok.
Yani git gel altı-yedi yıllık bir yol...
Hangi babayiğit katlanacak buna?
Yedi yıllık yiyecek-içecek stoku nasıl yapılacak?
Onu bırak, "psikolojik sorunlar" nasıl aşılacak? Kafayı yeme ihtimali son derece yüksek.
2040'ta da, yani alt tarafı yirmi yıl sonra Mars'ta "80 bin kişilik" bir koloni kuracakmış...
Bu koloniyi kurmak için kaç uzay gemisi kaç sefer yapacak ve bir seferde kaç kişi taşıyacaktır?
Peki malzeme nasıl taşınacaktır?
Seksen bin kişi orada ne yiyip ne içecektir?
Gerçi NASA, Amerikan devlet bütçesinden para koparabilmek için orada her altı ayda bir su bulup duruyor ama...
"Sürdürülebilir" tarım ve hayvancılığı nasıl yapacaksın orada?
Hollywood filminde yapmak kolay, bir baraka kuruyorsun, bitki yetiştiriyorsun.
Olmadı, Mars'a oksijen salıp atmosfer yaratıyorsun, Matt Damon derin derin içine çekiyor.
Bunun "dönüşü" de olmayacaktır, gittin mi kalacaksın, "oralı" olacaksın.
"Ben izine çıkayım da şöyle bir memlekete gidip geleyim" desen yol yedi sene çekiyor...
Peki yerçekimini, daha doğrusu Mars çekimini ne yapıyorsun?
Orada her şey çok daha hafif kalacak...
Ay kadar değilse bile...
Havası boşaltılmış "simülasyon hücresinde" böyle birkaç saat geçirmek kolay da, yıllarca buna nasıl katlanacaksın?
Kemik yapın değişecek, kasların değişecek, kan dolaşımın bir başka olacak...
Yani artık insan olmayacaksın, bir başka şey olacaksın... "Aslen dünyalı" ama Marslı...
Ve bunu göze alacak kadınlı erkekli seksen bin yiğit...
***
Basın bu Elon Musk uçukluğunu papağan gibi yazıp durmakla yetiniyor, kimse üzerinde durmaya ve sorulması gereken soruları sormaya yanaşmıyor.