Hem CHP'den ayrılan hem ayrılmayan, hem parti kuran hem kurmayan Muharrem İnce, aynı zamanda Atatürkçü ama CHP-HDP-İP-SP ittifakına da karşı çıkmıyor! "Bir bölen" olmayacakmış.
Kendisini ciddiye almamak için bu bile yeterlidir.
4 Eylül'de, Sivas Kongresi'nin yıldönümünde parti içinde "Atatürk'e dönüş" hareketini başlatacakmış...
Bunlar ucuz numaralardır.
Kasaba politikalarıdır.
İnce kaçak güreşiyor. O bir "siyasi kaypak"...
Belirgin bir tavrı, bir duruşu, bir programı yok, buna siyasi çapı da yeterli değil. Ne istediğini, ne yapacağını kendisi de bilmiyor, "Atatürkçülük" gibi her derde deva bir laf yuvarlamasıyla vaziyeti idare ediyor.
Bütün derdi koltuk, Ya parti başkanlığı, ya da, ve de cumhurbaşkanlığı.
Ama bu bir "parti içi muhalefet" hareketi de değilmiş!...
Parti içi olmadığı gibi "bir muhalefet hareketi" bile değilmiş...
Ciddiye almamak için bir neden daha.
***
Sivas'ta "Atatürkçülük" henüz icat edilmemişti.***
İnce, "kaynağından ve kökünden koparılan CHP'yi özüne döndürecek"miş...***
Bu konu artık kabak tadı vermiştir.