Bazı muhalif çevrelerin, halkın çok sevdiği ve güvendiği Sağlık Bakanı'nı "itibarsızlaştırma" çabaları sürüyor... Rakamları gizliyormuş, gerçek sayılar açıklananların çok üstündeymiş...
Doğru ya da yanlış, virüs vakalarında bir "patlama" olduğu ya da beklendiği aşikar.
Nasihat, uyarı, ne derseniz deyiniz, para etmiyor.
Bayramda bütün ülkeyi saran bir "tatil histerisi" yaşandı.
Her bayram yollar tıkalı, tatil beldeleri kalabalık olurdu ama bu sefer farklı... İpin ucu kaçtı. Olay "anormal" boyutlara ulaştı.
Ne maske, ne mesafe...
Bunun bir nedeni "lumpenlik"...
Kural tanımama tutkusu. Bu, cahillik ve pervasızlıkla örtüştü.
İsterseniz "bize bir şey olmaz abi" cümlesiyle özetlenecek "nemelazımcılık" ile de açıklayabilirsiniz.
Ama bu yıl misli görülmemiş bir hezeyan içinde deniz kenarına koşanlar arasında "derli toplu" insanlar da var.
Evet, hava çok sıcak ama hangi temmuz ayında daha serin oldu ki?
Bu yıl bayram öyle "dokuz gün ense yapma" fırsatı da yaratmadı üstelik, iki günü zaten cumartesi-pazara denk geldi... Eee, bütün bu çekilen eziyet, bütün bu "kendi parasıyla rezil olma" durumu yalnızca cuma ve pazartesi hatırına mı? Üstelik o iki gün de yolda geçiyor...
Binlerce kişiyle itiş kakış, üstelik o kişilerin en az yarısının şarıl şarıl işediği bulanık bir denize giriyorsun, kulaç atacak yer yok, ıslanıp çıkıyorsun... Bu tatil mi?
Esnafın yüzü gülsün diye göz göre kazıklanmak hangi akla sığar?
Güya topladığın enerji de dönüş yolunda, kilometrelerce uzayan araba kuyruklarında heba oluyor...
***
Bu bir tepkidir.***
Televizyonun futbol yorumcuları şimdi en yakın aktara koşup kına alsınlar ve uygun yerlerine yaksınlar.