İmamoğlu cumhurbaşkanlığına aday olmayacakmış.
Yani, olacakmış da, "bu sefer" olmayacakmış.
Çünkü önümüzdeki yıllarda İstanbul Belediyesi'nde büyük başarılara imza atacakmış, bunun semeresini de ancak ikinci dönemde alırmış, böylece adaylığı daha sağlam olurmuş. Yani 2024'te belediyeyi gene kazanacağını varsayarak...
Yani, 2028 yılını hedefliyor.
Ama belediye seçimi 2029'da, demek ki bir yıl önce istifa etmesi gerekecek. Bizi büyük başarılarından bir yıl erken mahrum edecek.
Bunları, tarafsız gibi görünmeye çalışan ama "sinsi muhalefet" tarzını tercih eden bir gazeteciden öğreniyoruz...
Eh, kalıyor Abdullah Gül.
Muharrem İnce kurultayı kazanamayacağına göre...
Kılıçdaroğlu asla kendini ortaya atmayacağına göre...
Meral Hanım bu sefer su koyuvermeyecek gibi göründüğüne göre...
Bunların "çatı adayı" Abdullah Gül olacak.
Acaba kaç CHP seçmeni gönül rahatlığıyla "İslamcı Gül'e" oy verecek?
Ekmeleddin İhsanoğlu'na kaç kişi verdiyse o kadar...
***
Peki, diyelim ki Gül kazandı.***
Ben size işin aslını söyleyeyim, lafı döndürüp dolandırmadan:
İmamoğlu, 2023'te gene Tayyip Erdoğan'ın kazanacağını görüyor.
Bu nedenle de kendini ateşe atmak, yıpranmak, elindeki kartı erken açmak istemiyor.
Hele Gül bir kaybetsin ve aradan çekilsin...
Gerisi Allah kerim!
Fakat Zülfü Livaneli'nin UNESCO Büyükelçiliği de 2033'e kalır, o kankası kadar genç ve dinamik değil ne yazık ki.
Ne o, babasının hayrına mı destekliyor sanıyordunuz?
*
Fizik öğretmeninden iyi mi bileceksin?
"Elektrikli otomobil sanıldığı kadar çevreci değil. Elektrik üretmek için de çevreye zarar veriyorsunuz."
Muharrem İnce
*
Erbabına soralım
"Buna faşizm denir."
Soner Yalçın