İstemezükçülerin bütün uyuzluklarına rağmen üretilen ilk Türk otomobili tartışılıyor...
Adını ne koyalım?
"Ottoman" olsun diyenler çıktı.
Ciddi mi söylüyorlar yoksa kafa mı buluyorlar, bilinmez.
"Diriliş Ertuğrul" yaparlar belki.
Kimi manyaklara göre de Tayyip Erdoğan padişahlığını ilan edecekmiş, "Birinci Recep" adını alacakmış, o ölünce yerine "Birinci Bilal" geçecekmiş, Türkiye'nin adı da "Recebistan" olacakmış.
Kafa buluyor gibi yapıyorlar ama sinsice başvurdukları "subliminal itlik" de geçerli.
Belediyede yuvalanmış gizli AK Partililer de musluklardan suyu bol bol ve "tazyikli' akıtmıyorlar mı, bir an önce bitsin de İstanbul susuz kalsın, faturası İmamoğlu'na çıksın diye?
Muhalefet iyice kafayı yedi.
Boğaziçi'nde bir tanker kazası oldu...
Tam da Kanal İstanbul'un tartışıldığı günlerde...
Meğerse "birileri" kaptanı uyarmışlar, "dümeni kır, kaza yap, Kanal İstanbul'un kıymeti anlaşılsın, gerekliliği ortaya çıksın" demişler.
Gülüyorsunuz ama bunu söyleyen de var.
Üstelik "bu işin içinde bir iş var" diyenler "aklı başında" kişilermiş.
Aklı başında olanlar bunlarsa, aklı başında olmayanları düşünmek bile istemiyorum.
Gencecik bir kıza durup dururken saldırıp öldüren sapık katil bile aklı başında çıkıyor bu ülkede...
***
Önceki yılın sonlarında "yeni havaalanına ne isim konacak" tartışması vardı.