İktidar cephesinde durum belli: "Parti içi muhalefet" kopup ayrılmak için 23 Haziran'ı bekliyor. Yeni parti kuracaklar. Belediye seçiminin sonucuna göre bunu geciktirebilirler, 2020 ya da 2021'e de sarkıtabilirlermiş. AK Parti içinde kalıp herhangi bir "hareket" yapmaları mümkün görünmüyor, boğulur giderler.
Parti ya da partiler... "Puan ya da puanlar" gibi...
Bunlardan birinin başında Ahmet Davutoğlu, peşinde de bazı "Karar" gazetesi yazarları. (Kimse okumasa da böyle bir gazete var, hiç duymuş muydunuz?)
Ötekinde Abdullah Gül ve Ali Babacan ve de aynı gazetenin gene bazı yazarları. Bu yeni partinin olmazsa olmazı da, Gül'ün "kankası" Fehmi Koru.
Davutoğlu'na kendi şakşakçıları bile şans vermiyorlar.
Öteki biraz daha etliceymiş...
Bazı düzenbazlar işin suyunu çıkarıp Ali Babacan'a "yüzde 20 oy" bile yazdılar şimdiden! Algı operasyonu olur da bu kadar mı uçuk kaçık olur?
Bunlardan birinin ya da ötekinin iktidara gelmesi, yani 2023'te cumhurbaşkanlığını kazanması söz konusu değil. (Yeni anayasaya göre iktidara gelmek Meclis'te koltuk çoğunluğunu kazanmak değil, cumhurbaşkanlığına seçilmektir.)
Amaç da bu değil zaten!
Amaç AK Parti'den ve Tayyip Erdoğan'dan "kıl koparmak"...
Yüzde 3-yüzde 4 oranında zarar verebilmek bile onları mutlu edecek.
Onları derken, Batı'yı tabii, Amerika'yı ve Avrupa'yı.
Hesapça, amaç, Erdoğan'ı baltalayıp, diğer "aksesuar" partilerin de katkısıyla (İP, SP, HDP falan) seçimi az farkla da olsa Ekrem İmamoğlu denilen "yapay alternatife" hediye etmek.
Fakat bunun için İmamoğlu'nun ilk etapta İstanbul'u eline geçirmesi ve orada dört yıl boyunca "palazlanması" gerekiyor... Uygun zamanda da CHP'yi Kılıçdaroğlu'ndan "devralacak'...
2023'te başımıza geçerse de Rusya ve Çin'le ilişkileri kesecek, füzeleri almayacak, Akdeniz'in doğusunda "sondaj" yapmaktan da vazgeçecek.
(CHP içindeki "NATO konsolosu" da böyle dedi, o kendini bilir.)
Bakarsınız FETÖ suçluları da salıverilmiş...
Bakarsınız Fetullah da gelivermiş...
Mesele budur. Üst tarafı, trafiğe çözüm bulmak, işsizliğe çare bulmak, yeşil alan yapmak, onu bunu kucaklamak falan filan, çadır tiyatrosudur.
Muhterem İstanbul seçmeni, üç hafta sonra oyunu buna göre kullansın.
Türkiye'nin eskisi gibi "pısırık" bir ülke olmasını istiyorsanız oyunuzu siyasi yalancılara verirsiniz.
Ah Muharrem ah!.. Ne kalın ve ne temiz bir adaydın sen yahu, kıymetini bilemedik...