Gabriel Garcia Marquez'in "Yüzyıllık Yalnızlık" romanını okumazsanız çok şey kaybedersiniz.
Okuyun. Kılıçdaroğlu da okusun.
Okumuş ya da okumamış olanlar, Gezi ayaklanmasının o dağdağalı günlerinde, o hengamenin ortasında bu kitabı ellerine alıp "okur gibi" yapıyorlardı... Yalak basında resimleri yayınlanıyor, altına "bu ortamda bile okumayı ihmal etmiyorlar maşallah" gibi bir şeyler yazılıyordu...
Hani şu piyano çalan İtalyan numaraları falan...
Marquez, bütün bir Latin Amerika edebiyatını yönlendiren bu müthiş eserinde, kendi ülkesi Colombia'nın folklorundan derlediği öğelerle, onları temellendirip yeniden ürettiği "büyülü gerçekçilik" akımını yaratmış, bu eser kendisinden sonra gelen birçok yazara model olmuştur, enteller anlasınlar diye "paradigma" da diyebiliriz.
Bizde bu akımı başarıyla özümseyenler arasında Nazlı Eray ve Latife Tekin'i sayabiliriz.
Dedim de, Marquez'in de üstadı ve hocası, bir zamanlar ülkemizde de çok okunan ama neredeyse otuz yıldır unutulmuş Julio Cortazar'ı es geçmeyelim. Bu akımın "babası" belki de o sayılmalıdır.

*** Sinema piyasasına fırtına gibi giren Netflix, bu romanın dizisini yapacakmış.
Elbette. Fotoromanını yapmadıklarına şükür.
Böylece "kitap okumaya vaktim yok şekerim" diyen ama kuaföre, zayıflama seansına, konkene, yogaya ve çömlekçilik kursuna vakit bulabilen, kocasının parası bol burjuva karıları da "okumadım ama dizisini seyrettim" demek imkânını bulabilecekler...
Lakin bu dizi ne kadar dizi olarak kalacak yani "iyi sinema" olamayacak?
Dizi demek kötü sinema demektir çünkü.
Kim çekecek? Hangi orta halli Amerikan yönetmeni?
Çünkü bu dizi "Amerikan işi" olacaksa şimdiden çekiverin kuyruğunu...
Kim çekebilirdi?
Federico Fellini hayatta olsaydı, işte o.
Sergio Leone hayatta olsaydı, belki...
Hayır, Luchino Visconti'nin tarzına da dünyasına da uymaz.
Spielberg? O şimdi "Batı Yakası'nın Hikayesi"ne yeniden çalışmakla meşgul.
Ya ilkinden daha görkemli olacak ya da tam bir rezalet. Ortası yok ve olamaz.
Peki Türkiye'de "Yüzyıllık Yalnızlık" çekebilecek babayiğit var mı?
Var. Ezel Akay var. Ama ona koklatmazlar. *** Amerikalılar "Troy" filminin çok tutulmasından sonra bir de Troy dizisi yapmışlar.
Konuya hastalık derecesinde tutkulu ve aşina olduğum için seyredeyim dedim...
Ve onuncu dakikasında kapattım, çünkü anlı şanlı Ahilleus'u zenci yapmışlardı!
Hadi bu, zenci seyirciyi tavlamak için Amerikan gayretkeşliği... Ya koskoca BBC'ye ne oluyor?
Bunca film ve hatta müzikalden sonra çok lazımmış gibi İngilizler de yeni bir "Sefiller" dizisi yapmışlar, sıkı durun, polis müfettişi Javert zenci! O yetmiyormuş gibi, Fantine'in kızı Cosette'i emanet ettiği hancı Thenardier de zenci!
Sor şimdi bizim kıt akıllılara, "Engin ayırımcılık yapıyor" derler.
Evet, ahmakları ayırmak isterim doğrusu.