Hesapça yanmış, bitmiş, mahvolmuştuk, hiç de öyle olmadık.
Ekimde daha beter duruma düşecektik, düşmedik.
Kasımda asıl kriz patlayacaktı, patlamadı.
Geldik ocak ayına... Kriz mriz yok. Pahalılık var, o bir "kriz" değildir.
Şimdi de Trump bu "felaket tellallarının" ağzına yeni bir sakız sağladı: Türk ekonomisini yıkacakmış.
Tayyip Erdoğan'ı devirebilmek için yeni ve daha güçlü bir kriz patlamasını, tellallar çok istiyorlar.
"Gerekirse ekonomi batsın, yeter ki Erdoğan gitsin" kafası, vatanına ihanet ediyor. Ekonomi batarsa kendisinin çıkacağını sanıyor. Satmayan varakparesinden aldığı üç kuruş ücreti de bulamayınca Hanya'yı Konya'yı anlar.
Bir de ikide bir ağzına "iç savaş" sakızını dolayan vatan hainleri var. Bunu çok istiyorlar. Endişe edermiş gibi görünüyorlar ama buna çok hevesliler. İç savaşı "çekirdek çıtlarken televizyonda seyredecekleri bir film" sanıyorlar. Ya da ayı pizzası yerken izleyecekleri bir derbi maçı.
Kendilerinin de öleceği hiç akıllarına gelmiyor...
Bir de, bu iç savaşı mutlaka "kendilerinin" kazanacaklarını varsayıyorlar tabii.
Eminim Semih Paşa da alnının şakına kurşunu yerken çok şaşırmıştı. Bir kahramanın çıkıp orada onu ossaat bitireceğini hiç düşünmemişti.
Ahmaklar bu muhayyel iç savaşta "Kemalizm'in kalesi" orduya güveniyorlardı, ordunun üçte biri Fetöcü çıktı!