Internet'te evlere yemek dağıtan bir "paket servisi" şirketi var.
Paketçilik deyip geçmeyin, çok para kazanmış.
O kadar ki, şimdi bir de "ofis" açmışlar, altı milyon dolara patlamış.
Yirmi yıl kadar önce işe evinin garajında iki külüstür bilgisayardan kitap ve film satmakla başlayan Jeff Bezos'un şimdi 115 milyar dolarlık adam olması gibi bir şey yani... Tabii Türkiye boyutlarında.
Bu ofiste 510 kişi çalışıyormuş.
Kapıları ve duvarları şeffaf, duvarlarda "sanat eserleri" asılı falan... Modern bir mekân.
Ve de ofiste "uyku odaları" var: Yorulan gidip biraz kestirebiliyor.
(Buna "power nap" diyorlarmış, biz Türkiye'de "şekerleme" tabir ederdik.)
Spor salonu da var, çalışan sınıfın değilse bile "burjuva karılarının" boş zamanlarını değerlendirme ve kilo verme etkinliği olan "pilates ve yoga salonları" da...
Bizim bildiğimiz, öyle yerlere kocasının parası bol, evinde de nasıl olsa hizmetçi çalışan hanımlar takılırlar, demek ki artık iş "demokratikleşmiş"...
Daha eski kafalı, "konvansiyonel" çocuklar için ayrıca salıncak, bilardo masası, masa tenisi, satranç...
Elbette, bilgisayarla yeterince oynamıyorlarmış gibi, "bilgisayar oyunu" salonları da... İsteyene en yeni oyunlar, isteyene çok eski (otuz yıllık!) Karate Kid falan gibi "nostaljik" oyunlar.
Siparişle evlere yemek gönderiyorlar ha, uyumayın, sanmayın ki nükleer fizik laboratuarı da şu ünlü "Tanrı parçacığını" bulacaklar...
Bu şirkette çalışan 510 çocuk, "Y kuşağı da değil, Z kuşağı" oluyormuş...
İş Z'ye gelip dayandığına göre, bir sonraki kuşağın adını ne koyacaklar, merak ederim.
("Z.1.0" falan herhalde.) Her birinin oturduğu iskemlenin tanesi 1200 avro.
Fakat bilgisayar çocukları daha iki ayda sıkılıveriyorlarmış, ortak amaçları da Türkiye'yi terketmek, kimisi artık Berlin'de yaşamak istiyormuş, kimisi Kanada'ya, kimisi Avustralya'ya yerleşmek...