Dönüp dolaşıp, ısıtıp ısıtıp piyasaya sürdükleri bir iddia var: Türkiye'de demokrasi, insan hakları, hukuk, ifade özgürlüğü yokmuş da yabancı sermaye ondan dolayı gelmiyormuş...
Sonra gerçeğe dokunuyorlar: Bu yüksek faizle yatırım yapılmaz... Yatırım yapılmayacağı için de istihdam yaratılamaz...
Bunu cumhurbaşkanı söyledi, CHP'li basın amigoları da lütfen kabul buyurdular.
Fakat sonra hemen asıl niyetlerine dönüyorlar: Bizde demokrasi, insan hakları, ifade özgürlüğü yok da yabancı sermaye ondan gelmiyor!
Bu bir algı operasyonudur, ama beyinlerinin yettiği ölçüde.
Algı yanlış, operasyon ahmakçadır.
Türkiye'ye yabancı sermaye geliyor ama daha fazla gelsin istiyoruz, mesele bundan ibaret.
Fakat büyük bir aşama kaydettiler: Devr-i iktidarlarında yabancı sermayeye "şiddetle" karşı çıkıyorlardı. Bunda elbette bizi yıllarca inletmiş "kapitülasyonlara" duyulan tepkinin de katkısı büyüktü.
CHP iktidarında yabancı sermaye gelmedi değil, özellikle getirilmedi, izin verilmedi, mevcut olan da kovalandı.
Kaskatı bir "otarşi" yani kendi kendine yetme politikası uygulandı. (Çünkü Almanya ve İtalya da öyle yapıyordu!)
Ülkedeki cılız yerli sermaye birikimi yeterli olmayınca da, yatırımlarda ve kalkınmada yerimizde saydık. İki şeker fabrikası, üç çimento fabrikasıyla övünür olduk.
Ancak DP iktidarıyla, "nisbeten daha liberal" bir ekonomiyle kımıldandık. Adnan Menderes daha basiretli bir adam olsaydı da liberalizme ellili yılların başında tam olarak geçebilseydik otuz yıl kazanacaktık, seksenli yılları ve Özal'ı beklemek zorunda kaldık.