Bu ülkede eskiden hemen hiçkimse "yedi ceddini" merak etmezdi.Soy sop, eşikteki beşikteki, yedi sülale falan, ancak küfürlerde geçen kavramlardı!
Bu ülkede hemen hiçkimse "burcunu" da merak etmezdi, öyle bir şey bilinmiyordu.
Bu ülkede çok kişi "doğum tarihini" bile merak etmezdi, bebeğin doğumu evde mutlaka bulunan eski yazı Kur'an-ı Kerim'in iç kapağına kurşunkalemle, ya da ucu dilde ıslatılan "sabit kalemle" not edilirdi, o kadar...
Ben dedemin ninemin doğum tarihlerini bilmiyorum.
(Dedemin nineme yazdığı aşk mektubunu da okuyamıyorum çünkü öyle bir mektup yok! Çünkü "görücü usulüyle" evlenmişler. Eski yazı bilmedikleri için bunları okuyamamaktan şekvacı olanların dedeleri nineleri herhalde çok alafranga ortamlarda yaşıyorlarmış...)
Anamın doğumu temmuz ya da ağustos ayı, babamın doğumu haziran ayı. Günlerini bilmiyorum çünkü söylemediler. "Doğum günü kutlaması" diye bir uygulama yoktu.
Alafranga değildik, Müslüman Türk ailesiydik ve de Osmanlı tabii, böyle şeylere önem verilmiyordu.
Şimdi artık Cadılar Bayramı ve Sevgililer Günü kutlayanlar için çok önemlidir bütün bunlar.
Nüfus idaresi bir site açmış Internet'te, soyunu sopunu öğreniyormuşsun...
"İzdiham olmuş", kilitlenmiş, uygulamayı şimdilik durdurmuşlar.
80 milyon kişi içinde bilgisayarı olan ya da ona ulaşabilen 737 bin kişi bu siteye girmiş, bunlardan 310 bini soyunu sopunu öğrenebilmiş. Sonra site çökmüş.
Herkesin soyunu sopunu saptamak için de tam 320 milyon evrakın taranması gerekiyormuş... Kimbilir kaç yıl sürer...
Böylece herkes soyunu 1800'lere kadar sürebilecekmiş. Ondan öncesi karanlık.
1920'lerde bizim bir yengemiz varmış, çok çok yaşlıymış, İkinci Mahmud devrinden kalma, amcam anlatırdı...
Ondan ötesini bilemem.
Büyükbabamın babası, yani babamın dedesi 1870'lerde Üsküdar Nakşıbendi Tekkesi'nin şeyhiymiş. Ondan ötesini bilemem. Babam bunu bana bir tek kere söyledi, "bil ve hemen unut" dedi, bir daha da bu konuyu hiç açmadı.
Cumhuriyet yönetimi bu insanları ne kadar korkutmuş olmalı!
Ve de süründürmüş: Babası koskoca şeyh ama dedem Kasımpaşa Tersanesi'nde tornacı ustasıydı... Demokratik cumhuriyet cennetinde ne grev hakkı vardı ne sendikası, ne iş güvencesi ne hayat güvencesi.
Umarım şu milyonlarca evrak arasından bize ait birşeyler de çıkar da biz de geçmişimizi öğreniriz. Ama ben asıl daha da eskileri merak ederim.
Üsküdar eskiden İstanbul sayılmadığı yani Üsküdarlılar askere alındıklarına göre, atalarımdan Viyana Kuşatması'na katılan olmuş mudur örneğin?
Öğrenmek mümkün değildir.
Sonuçta biz "karabudun" üyeleriyiz ve bununla iftihar da ederiz. Paşa konağında dadılarla büyümedik. Bulunduğumuz yere söke söke geldik.
***
Günün incisi
"Tayyip Erdoğan'ı tanıdığımı sanıyorum çünkü Rizeli bir arkadaşla evliyim." Meral Akşener