Bu kurultay güldürüsünün en eğlenceli yanlarından biri, CHP'li basın amigolarının "Muharrem gelirse CHP seçimi kazanır" havasına girmeleri oldu...
Muharrem gelecek, dertler bitecek!
Muharrem gelemiyor, çünkü Kemal gidemiyor.
Çünkü Aydın Doğan ve Zafer Mutlu, Kılıçdaroğlu'nun yerine yeni bir başkan adayı bulamadılar.
Çünkü Fetö örgütü perişan durumda olduğu için kumpas çeviremiyor.
Çünkü Amerikan gizli servislerinden de bir ışık yanmıyor.
Bu durumda, çaresiz kalıp Muharrem'e yaslandılar, sonuç hüsran.
Bir dönem de Mustafa'ya yaslanmışlardı (Sarıgül), havalarını almışlardı.
Deniz Baykal'ın sağlık durumu uygun olsa belki onu bile yeniden düşünecekler...
Peki bu "umudumuz Muharrem'in" hikmeti nedir?
Partinin Kılıçdaroğlu yönetiminde sekiz kere kaybettiğini söylüyor, ki haklıdır.
Ama partiyi kendisi yönetirse nasıl iktidara gelebileceğini söyleyemiyor.
Kaldı ki artık iktidara gelmek, "meclisi kazanmak" anlamına da gelmiyor...
Bunun böyle olduğunu sanan bir tek Meral Hanım var ("hem cumhurbaşkanlığını hem de iktidarı alacaklarını" söylemişti...) Siz ne diyorsunuz yahu, kurultayda "başbakan Kılıçdaroğlu" diye slogan atan hamşolar bile çıktı!
Geri kalmışlık, aymazlık, zavallılık olur da bu kadar mı olur?
Nedir Sayın Muharrem'in seçim programı?
"Yüce Divan'a otobüs turları düzenlemek, Beştepe'yi Erdoğan'ın başına yıkmak"... Başka?
Başka birşey yok.
"Parti içi demokrasi" bir uygulansa, seçimi çantada keklik sananlar var. Başkan olsa, CHP seçmeni elbette Sayın Muharrem'e oy verir (gelen ağam giden paşam), peki diğer partilerin seçmenleri niçin ona oy versinler?
Yani Sayın Muharrem ne yapabilir de şu yüzde 25'te kemikleşen oy oranını kımıldatır?
Nothing. Hiçbir şey.
O zaman bunlar niçin birbirlerini yiyorlar?
Yani parti "PKK sevicilerden", Esad hayranlarından, ezan sesinden nefret edenlerden kurtulsa oyları mı artacak?
Yok öyle bir şey. Öyle olması için bir neden yok.
Bir zamanlar "CHP'yi ne Mustafa Sarıgül kurtarabilir, ne Mahsun Kırmızıgül, ne de Yılmaz Morgül" demiştim...
Şimdi de "ne Muharrem kurtarabilir, ne Recep, ne Şaban, ne Ramazan, ne Zilkade, ne de Zilhicce" diyorum.