Türkiye geliştikçe yeni yeni "meslekler" icat ediliyor, eskiler de parlatılıyor ("upgrade" ediliyor diyelim de Amerikan çocukları da anlasınlar.) Altmışlı yıllarda "apartman kapıcılığı" ve "apartman yöneticiliği" böyle çıkmıştı... Sonra, bir baktık, banka memurlarının hepsi "bankacı" olmuş.
Şimdi de, nurtopu gibi tam 10 bin "vale"miz var.
Fiyakalı lokantaların ve gece kulüplerinin önünde dikilip arabanızı getiren götüren, park eden görevlilere "vale" deniyor.
Eskiden "kahya" ya da "değnekçi" denirdi.
"Vale" Fransızca düpedüz "uşak" demek ama kimse bundan alınmıyor.
Burjuva memişhaneye bile arabasıyla gittiği için araba "hayati" önem taşıyor, kimse de arabasını kendisi park etmek zahmetine katlanamıyor.
Hem böylece "yanındaki manitaya" da hava atmış oluyorsun.
Eh, fena mı, boşta gezecek 10 bin vatan evladı da, zengin veletlerinin şımarıklığı sayesinde ekmek yiyor!
Şimdi valelere "mesleki standart" getiriliyormuş... Sözlü, yazılı ve uygulamalı sınavlardan geçeceklermiş...
Sınav konuları: Temel matematik (hoppala!), muhasebe (ona da hoppala), ilk yardım bilgisi (sarhoş pışpışlamak için herhalde) ve de öfke kontrolu ve iletişim kurma...
Valeleri değil de o araçların sahiplerini benzer bir sınava soksalar, kaçı geçer kaçı çakar acaba?
Matematiği falan boşverin, burjuvazi Papermoon'un tuvaletinden çıkarken sifonu çekmeyi öğrensin, biz ona da razıyız! Uzun zamandır uğramadım ama ne zaman girsem içerisi leş gibiydi.