Cumhurbaşkanımızın, meclisten çıkarsa idam cezasını onaylayacağı biliniyor.
Ama bunun "Fetöcüleri" kapsamayacağını, cezanın ancak o yasanın yürürlüğe gireceği günden itibaren geçerli olacağını da biliyoruz. ("Makabline şamil" yani geriye doğru işleyen kanun olmaz.) Yani herifler "bir süre" yatıp çıkacaklar, müebbet yeseler bile bu böyle olacak, bunu da ben görüyorum. Çünkü hep öyle olmuştur.
Cumhurbaşkanımız "gerekirse bu konuda da referanduma gideriz" dedi.
Kimsenin şüphesi olmasın, o referandumda da evet çıkar! Ama bu ancak "ileride bir darbeye kalkışacak serseriler için" geçerli olur...
Ben size başka bir referandum daha teklif edeyim:
Asıl şu Avrupa Birliği'ne girme konusunu referanduma götürün!
Şimdi "Avrupacı Tayyip düşmanları" hemen şarlayacaklardır, olur mu öyle şey, Avrupa bizim velinimetimiz!
Niçin olmasın? AB konusu bugüne kadar bir kerecik halka danışıldı mı?
Sağır sultan bile, öldür Allah Avrupa Birliği'ne giremeyeceğimizi artık biliyor. Onlar "alacakmış" gibi yapıyorlar, biz de "girecekmiş" gibi yapıyoruz, karşılıklı oynanan bu komedya yıllardır sürüyor.
Kıbrıs'tan çekilmeden, PKK'ya "fikir kulübü" muamelesi yapmadan AB'ye girmemiz asla mümkün değildir...
Kaldı ki, Avrupa'yı son yıllarda kara bulut gibi kaplayan "İslam düşmanlığı" yüzünden, Kıbrıs'tan çekilsek, hatta birkaç vilayeti PKK'ya versek bile mümkün olmayacaktır. Bırakın birliğe girmeyi, "vizeyi kaldırtmak" bile boş bir hayaldir.
Bunları belki politikacılar telaffuz edemezler, hariciyeciler hele hiç, ama bendeniz ederim.
Şunu biliyor muydunuz: Tut ki Avrupa Birliği bizi kağıt üzerinde kabul etti, bunun için her üye ülkede ayrı ayrı referandum yapılacak!
Bir tek ülke bile "Türkiye giremez" derse iş yatar.
Adamlar becerip de bir Avrupa Anayasası bile çıkaramadılar, iki ülkenin gıcıklığı yüzünden...
Avrupa Birliği projesi kocaman bir fiyaskodur.
Birlik ilk krizde sallanmaya başlamıştır.
Bu duruma düşüp kepaze olmaktansa, kendi kararımızı başımız dik verelim, götürelim şu meseleyi referanduma... "Hayır" çıkacaktır!
Evet çıkarsa kendimizi kandırmaya devam ederiz, hayır çıkarsa konuyu kapatırız.
Hem şimdi "trend" girmek değil, çatırdayan, sapır sapır dökülen, geleceği epey karanlık o birlikten çıkıp kurtulmak!
İngiliz halkı kadar cesaretimiz yok mudur şu AB konusunu tasfiye etmeye?
Avrupa da bu sefer derin bir nefes alır, "aman çok şükür Türkler vazgeçti" derler, ilişkilerimiz belki düzelir.
Biz de, İsmet Paşa'nın deyimiyle "kurulacak yeni bir dünyada yerimizi alırız"...
İsmet Paşa bunu "kuru sıkı" sallamıştı, Amerika onu hemen devirdi.
İnönü başaramamıştı, Erdoğan başarır.
Yeter ki NATO'dan çıkmaya kalkmayın, o zaman Fetö'den bin beter belalar salarlar başımıza...