Bu ihracatçıların bir de meclisi varmış: TİM, Türkiye İhracatçılar Meclisi... (HDP meclise giremeseydi Selahattin Demirtaş da "taşra meclisleri" kurup Ankara'yı kuşatacaktı, Ankara'ya "yürümeyi" planlayan "haziran çocuklarıyla" işbirliği yapacaklardı.)
Bu memlekette meclis kurmak kolay olunca, bu TİM'in de her meclis gibi bir başkanı varmış: Mehmet Büyükekşi.
Ne alır ne satar, ne yer ne içer bilmem, ihracat yapıyor. Yapıyor da yapamıyormuş. Antalya'da basına demeç vermiş.
Vermiş de ne vermiş?
"Türkiye'ye ve ekonomiye katkı sağlayacak bir hükümetin bir an önce kurulmasını" istemiş.
Yani eski hükümet bugüne kadar Türkiye'ye ve ekonomiye bir katkı sağlamıyor muymuş? Yoksa "müstafi" hükümet ekonomiyle yeterince ilgilenmiyor mu? Öyle ya, güvenlik falan gibi önemsiz konular var.
Yuvarlak konuşmak ne kadar kolay ve rahat, değil mi Sayın Büyükekşi? Gazetelerde resmin de çıkar ertesi gün, hanım komşulara gösterir...
Salla gitsin: "Birlik ve beraberliğe her zamankinden fazla ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde..."
Nitekim Sayın Büyükekşi de öyle yapmış, "tüm Türkiye'nin birlik ve beraberlik içinde hareket etmesi gerektiğinin önemine değinmiş"...
Biz yazı diye yazsak kapının önüne koyarlar, tacir söyleyince haber oluyor.
Büyükekşi, dengeli ve Türkiye'ye katkı sağlayacak bir hükümet istiyor.
Yani, AKP-CHP koalisyonu. (Vallahi bunu FETÖ de istiyor.)
Çünkü bir AKP hükümeti dengesizdir ve ülkeye katkı sağlamaz.
Büyükekşi tekrar seçime karşı:
"Seçim olursa 2015 yılını kaybederiz" diyor.
Neden? Hazirandan kasıma kadar sizin ticaretinize kim engel oluyor?
Ticaret Bakanlığı'nın hangi partinin elinde kalacağına bakıp ona göre pozisyon mu alacaksınız?
Doların yükselmesi mi sizi buruyor?
Hani Türk parası değer kaybedince ihracatın önü açılıyordu yahu? Ben ekonomiden anlamıyorum, beni aydınlatınız.
Sayın Büyükekşi "hayatın normal akışına dönmesini" istiyormuş, hayat iki aydır anormal mi akıyor? Sıkıntı yalnızca Ankara kulislerinde ve İstanbul sermayesinin gazetelerinde. Denize girenlerin umurlarında değil Ankara'da neler olmuş...
Yatırımlarda düşüş varmış, bu da belirsizlikten, istikrar ve güven ortamındaki bozulmadan kaynaklanıyormuş.
Yılın ilk beş ayında belirsizlik mi vardı?
Ya geçen yılın son aylarında?
Yoksa o bombaları "Tayyip" mi koydurdu?
Sakın sizin ihracattaki sorunlar Avrupa pazarının "büzüşmesinden" kaynaklanıyor olmasın?
Birinin ak dediğine ötekinin kara dediği iki zıt parti koalisyon kurarsa mı ortalığı istikrar ve güven kaplayacak? Megakentte ambalaj yapıp Çinliler'e mi satacaksınız, yurt dışından doktoralı yirmi beş bin genç eşliğinde?
Yoksa AKP'nin "tekrar seçimi" bu kez kazanması ihtimali mi sizi korkutuyor?
İstanbul sermayesini çok korkutuyor da...