Yıllar önce, on altı-on yedi yıl... Henüz içkiyi bırakmamış olduğum dönem, bir Ramazan üstü... O sıralar yeni açılmış olan Papermoon'da kafayı çekiyorum (para kazanmışım ya, aşağısı kurtarmıyor!), tıkış tıkış da kalabalık, bir Yahudi arkadaşım dedi ki:
"Eh, çok şükür mübarek Ramazan da geliyor..."
"Hayırdır, ihtida mı ettin?" dedim.
"Yok abi," dedi, "Ramazan'da Müslümanlar gelmiyorlar, biz de şurada rahat rahat içkimizi içebiliyoruz... İzdiham yok!"
Bayramınız mübarek olsun efendim.
Pardon, düzeltiyorum: Müslümanlar'ın bayramı mübarek olsun, gayrımüslimler de fırsattan istifade bol bol denize girsinler.
Bayramda "köprü ve otoyol" geçişleri bedava. Yalnız Müslüman'a değil, ateiste de bedava sataniste de.
HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan (eh, hesapça "bütün Türkiye'nin partisi" oldular ya bunlar), meclise önerge verecekmiş: Köprü ve otoyolların "diğer" dini bayramlarda da ücretsiz olmasını istiyor.
Yerden göğe kadar haklıdır.
Köprüler bugün bedavadır da niçin örneğin Paskalya'da bedava değildir?
Çünkü Müslümanlar çoğunlukta, Hıristiyanlar azınlıktadır.
Peki eşitlik nerede kalıyor?
O nasıl bizim bayramda ense yapma fırsatını kullanıyorsa, ben de Paskalya'da köprü parası vermek istemiyorum, Hazret-i İsa'yı da severim ayrıca, hadi bakalım.
Gerçi köprü parası devede kulak ama bu memlekette devletine on beş lira yurt dışına çıkış vergisi vermemek için on beş takla atan cibilliyetsizler olduğuna göre, ben de kertenkelelik etme hakkımı kullanmak istiyorum.
Daha bunun Noel'i var (hem de iki ayrı Noel, biri 25 Aralık öteki 7 Ocak), Assomption'u var, Meryem Ana yortusu var... Bitmedi, Kül Çarşambası var, Pentekost'u var, Bütün Ermişler Günü var...
Hemen Ece Ajandası'nı açıp bakalım: Berikilerin de Tu Bişvat, Purim, Pesah, Şavuot, Roş Haşana, Yom Kippur, Sukot, ve de Hanukkah...
Eşitlik olacaksa Surp Dzınunt, Dyarnıntaraç, Hokekalusd, Surp Astdvadzadzin, Haçverats...
Ve de elbette Hızır orucu, Abdal Musa günü, Gadir-i Hun bayramı, Fatma Ana orucu, ille de Muharrem...
Peki milli bayramlarımızın ne günahı var?
Ne yani, içinizi tatlı bir heyecan kaplamıyor mu, pır pır etmiyor mu yüreğiniz o günlerde, postalcı gazetelerin iddia ettikleri gibi?
Heyecan varsa, bizden köprü parası çalışmaz arkadaş.
10 Kasım'da da "acımız var" deyip para vermeden geçeriz.
Vallahi bendeniz 24 Temmuz Basın Bayramı'nda da para vermek istemem doğrusu... Herkesin bayramı kendine de bizim başımız kel mi? 14 Şubat'ta sevgililer, 8 Mart'ta kadınlar, 1 Mayıs'ta işçiler, 10 Mayıs'ta anneler, 31 Ekim'de de cadılar para vermesinler.