Türkiye ekonomisi 2013 yılında yüzde 4.2 oranında büyümüştü.
Geçen yıl bu büyüme oranı yüzde 2.9 oldu.
Türkiye "frene bastı" diyorlar... Büyümenin voltajı düşmüş...
Fransa'da aynı oran yüzde 0, biz gene de frene basmış olalım!
Aynı dönem yani geçen yıl için Latin Amerika toplamında yüzde 1.3, Avrupa genelinde yüzde 2.5, Çin ve Hindistan'da bile yüzde 2.7 bekleniyormuş ama biz batmış olalım!
Gerek Amerikan gerekse Avrupa ekonomisinin berbat bir krizde olduğu bir dönemde, bu durgunluğa, bu daralan ihracat pazarına, Batı'yı kasıp kavuran bu sevimsiz umutsuzluğa rağmen yüzde 3 gibi bir başarıyı bile beğenmiyorlar.
Beğenmeyenler kim? Muhalif iktisatçılar, özellikle İstanbul sermayesinin uşakları, bir de Hocaefendi'den para yiyenler.
İktidarı hırpalamak için "öldük, bittik, mahvolduk, battık" teranesini ısıtıp ısıtıp yeniden ortaya sürüyorlar.
"Kriz bize teğet geçer" dediği zaman da Tayyip Erdoğan'la alay etmişlerdi, kriz teğet geçti, özür dileyebilme yeteneği onların boyunu aştı...
Şimdi, "üretimi arttıralım" pilavını da aynı temcit kazanında pişiriyorlar.
Üretimi artmayan ülkede gelir artmaz. Tamam. Fakat bu yüksek faizlerle de üretim artmaz.
Faizlerin düşmesi hem yatırımı, hem üretimi, hem de tüketimi arttıracaktır. Para tasarruftan yatırıma, oradan tüketime dönecektir, ekonomi daha da canlanacak, ısınacaktır.
Eh, bunun bedeli de azıcık enflasyon olacaktır.
Bundan kaçmak, İsmet Paşa kafasıyla memleketi "memur yoksulluğuna" mahkûm etmektir.
Birtakım Federal Reserve Board manevralarıyla doların değeri artıp parite değişince, liramızın değeri düşünce de bunu "Tayyip'ten bilmek" ancak cahil mahalle karısına yakışır, iktisatçıya değil.
Belki geçen gün elektriği de Tayyip kesmiştir, ha?
Üretimin, dolayısıyla gelirin artmasını, ekonominin daha da büyümesini istiyorsanız faizlerin indirilmesine niçin karşı çıkıyorsunuz?
Çünkü Merkez Bankası Başkanı "zalim Tayyip'e karşı arslanlar gibi direniyor" ondan mı?
Alternatif, ona buna bol keseden dağıtan, olmayan parayı yiyip Yunanistan gibi gerçekten batmaya aday "Kılıçdaroğlu ekonomisi"dir, hani sizin adayınız! Alternatif, Kürt savaşına devam edip 300 milyar doları 30 bin insanın yanına, toprağa gömen faşizmdir, hani sizin postal tutkunuz!
Oysa geçen yıl inşaat sektörü yüzde 9.4, sanayi yüzde 3.5 oranında büyümüş, ihracat artışı da yüzde 6.8 olmuş, kendiniz söylüyorsunuz. "Gayrımenkul balonu patlayacak" diyordunuz, balon havalarda süzülüyor, müteahhitler talep artışına apartman dairesi yetiştirmekte zorlanıyorlar.
Bu durumda battık demek ya ahmaklıktır ya alçaklık.
Aranızda her iki haslete de sahip kişiler ila maşallah vardır, muhterem iktisat allameleri...