Toplum, Kent ve Çevre Grubu Haydarpaşa Dayanışması... Böyle bir örgüt varmış. Sivil toplum örgütü. Fotoğraftan saydım, kırk beş kişi kadar.
Bir de on beş kişilik Bağdat Caddesi Platformu vardı yahu, kaldırım kenarında toplantı yapıyordu... Hani faşist yazarlar da onlara pasta getiriyorlardı... İnsan bir "kafeye mafeye" gider, caddede istemediğin kadar. Meydan falan gerekmez, bir Divan Pub hepinizi alır da beş masa da boş kalır. (Azıcık fiyatlıdır ama... Kendine meşgale arayan emekli memur bütçesini zorlayabilir.)
Olacak tabii. Bu memlekette "ordu da bir sivil toplum örgütüdür" yazmaya utanmayanlar olduğu gibi, bunlar da olacak.
Bu TKÇGHD örgütü geçen gün bir eylem koymuş. (Yapmış değil, koymuş. Bizim gençliğimizde öyle denirdi. Eylem koymak...)
Yok, polis de onlara koymamış, kendi hallerine bırakmış.
Çünkü eylemde maske, taş, sopa, Molotof kokteyli yok. Aferin. (Ne de olsa yaş ortalaması yüksek. Taş atıp kaçmaya kalksan tıknefes olur kalırsın.)
Bu örgüt, Haydarpaşa Garı'nın gar olarak kalmasını istiyor.
Daha önce Bilgesu Erenus falan da istemişti, hani gidip orada gitar çalmıştı... Gözlerimiz Edip Akbayram'ı, Selda'yı, hatta Zülküf'ü de aramıştı.
Tren seferleri yeniden başlayana kadar da eylemlerini sürdüreceklermiş.
Ara ara toplanacaklar, hemen yakınlarda bulunan Fethullah Gazetesi'nin foto muhabirini çağıracaklar, gazete de bunu "hükümete uyuzluk" kontenjanından zevkle yayınlayacak.
Örgüt aynı zamanda Sirkeci Garı'nın da korunmasını istiyor. Yani saray bahçesinden demiryolu geçmesine hiçbir itirazı yok, bu onlara tuhaf ve sakil gelmiyor, garın kültür merkezi yapılmasına karşı çıkıyor, ana istasyonun Yenikapı'ya kaydırılmasından hoşlanmıyorlar.
Öbür yakada da hızlı trenin Söğütlüçeşme'den başlamasına karşılar.
Aslına bakarsanız, hızlı tren de istemiyorlar.
Çünkü hızlı tren Haydarpaşa'ya sığmaz. "Modern" ve büyük bir istasyon gerekir.
Ama kara tren istiyorlarsa, Kurtalan Ekspres falan, tamam. Çuff diye dumanlar da çıkaracak... Merdivenlerde güneş, yorgunluk ve telaş, trende "Atatürk'ün beraberindeki zevatı mutade", ayrıca bileği kelepçeli Nazım Hikmet, iki kanun neferi, programa ilaveten Alman ajanı kılıklı esrarengiz bir de sarışın (Filiz Akın oynuyor.)
İlerici geçinirler ama Türkiye'yi kendi gençliklerinde dondurmak isterler.
Aslında sorsan ne halt ettiklerini kendileri de bilmezler. Amaç da eylem de dön dolaş "Tayyip'e karşı çıkmakla" başlar ve orada da biter.
Haydarpaşa Garı otel motel olamazmış...
Niçin?
Sultanahmet Cezaevi oluyor da...
Çırağan Sarayı oluyor da...
Haydarpaşa'dan Suriye cephesine kara trenle asker mi sevkedeceksiniz İttihatçı dedeleriniz gibi, Memetçik Memet, Memetçik Memet...
Haydarpaşa Garı'nda Kadriye'ye ne diyelim biz şimdi?
En iyisi "çıban çıksın" deyip geçelim.