Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Yeni bir mübadele mi istiyorsunuz?

Bendeniz "mübadele" gerçeğiyle tanıştığımda yaşım otuz beşi bulmuştu... Seksenli yıllar...
Yakın tarihimiz bizlere maşallah o kadar iyi öğretilmişti ki, yirmili yıllarda bir nüfus mübadelesi olduğundan, buradan bir buçuk milyon Ortodoks'un zorla Yunanistan'a gönderildiğinden, oradan yarım milyon Müslüman'ın zorla buraya getirildiğinden, yaşı otuz beşe gelmiş kazık kadar ve de aydın geçinen herifler olarak haberimiz yoktu!
Dikkat ederseniz Rum demedim, Ortodoks dedim, çünkü bu korkunç değiştokuş "din esasına göre" yapılmıştı ve tek kelime Rumca bilmeyen Hıristiyan Türkler yani Karamanlılar da zorla gönderilmişlerdi...
Buna karşılık gene tek kelime Türkçe bilmeyen Müslüman Kürtler kaldılar ama!
Bu da bize cumhuriyetin maşallah ne kadar sağlam temellere oturduğunu gösterir.
Şimdi artık neredeyse mübadele üzerine film yapmayan, roman yazmayan sanatçı kalmadı!...
Bizi mübadele gerçeğiyle, şimdilerde su koyuvermiş "liberal aydınlar" tanıştırdılar. Sağolsunlar.
Su koyuvermiş derken, eski başbakan ve yeni cumhurbaşkanımızın "beni iktidara siz getirmediniz" tavrını hazmedemeyen, davul gibi şişmiş egolarında oluşan "Tayyip nefretinin" gayretiyle sert muhalefete geçen, hatta bazıları Fethullah Hocaefendi'ye asker yazılan eski Marksistler'i kastediyorum.
Bunlar gençliklerinde Marksist (bazıları Troçkist), bazıları Kemalist darbeci, orta yaşlarında liberal, ihtiyarlıklarında da Kemalist mi şeriatçı mı olacaklarını bilemeyen, kimisi hem de bedavaya "operasyonel paçavralara" çalışan, ortada kalmış yitik çocuklardır. Bazılarının yaşı altmışı buldu, bazılarının yetmişi geçti ama hiç büyümediler.
İçlerinde profesyonel gazeteciler olduğu kadar, derslerden ve sınavlardan kalan boş zamanlarında amatör gazetecilik oynayan üniversite hocaları da vardır.
Şimdi bunlar, şu ünlü "çözüm sürecini" hiç beğenmiyorlar, Kürtler'e sürekli "sizi kandırıyorlar" propagandasını yapıyorlar.
İstedikleri aslında Türkiye'den kopacak bağımsız bir Kürt devletidir.
Çünkü bunlar kendilerini "Fransız aydını" gibi hissederler, Kürt meselesine "Cezayir savaşı" gibi bakarlar ve kafalarında "rol modeli" olarak hep ellili yılların sonlarında imzalar toplayıp, bildiriler yayınlayıp Cezayir'in "gitmesinden" yana tavır koymuş olan Fransız aydınları vardır...
Oysa Kürtler'in büyük çoğunluğu, evet, haklarını ister ama ayrılmak istemez.
Bu gerçek, AKP'ye verilen Kürt oylarının oranından da, çıkıntılık eden HDP'nin toplayabildiği oy sayısından da bellidir.
"Bırakalım Kürtler'i gitsinler" diyen bu takım, bunun gündeme hemen o çok eleştirdikleri yeni bir mübadeleyi getireceğini göremiyor mu?
Bunun nasıl yeni bir insanlık dramı üreteceğini anlamıyorlar mı?
İstanbullu Kürt, yani artık İstanbullu olmuş eski göçmen, "gönderilmekten" fena halde korkuyor.
Onun için de barışçı çözümden yanadır, oyunu AKP'ye verir ve bunlara da tükürmez.
Bunlar da kendi "gettolarında" tepişip yaralarını kaşırlar, hafta içi Dolapdere, hafta sonu Baltalimanı, bu arada avantadan lavantadan çeşitli yurt dışı gezileri tabii.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA