Baktılar ki, İstanbul sermayesi ne kadar desteklerse desteklesin Taksim benzeri "küçük burjuva ayaklanmalarıyla" bir yere varılamıyor... Gerçi önümüzdeki günlerde nostaljik takılacaklar, Taksim'de gene "alevli malevli" bir yıldönümü kutlaması yapmak isteyecekler ama...
Bu kez halkı kışkırtmayı deniyorlar.
Bu formül 1979 yılında tutmuştu, Sivas olaylarıyla, Maraş olaylarıyla, 2014 yılında tutar mı?
Darbeye yol açmaz. 1960 yılında değiliz, 1971 yılında da değiliz, 1980 yılında da değiliz.
Peki, Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmasını engeller mi?
Hayır. Başbakan, eğer muhalefet ona karşı güçlü bir aday gösterebilirse ilk turda yüzde 51-52 gibi bir oyla, eğer muhalefet daha büyük bir ihtimalle dandik bir aday gösterirse ilk turda yüzde 60 gibi daha da büyük bir oranla seçimi kazanır.
Öyleyse?
Kısa vadede, tam Almanya gezisi öncesinde, başbakana "Türkische Führer" diyen Alman basınına ve Alman gizli servisinin basın uzantılarına mükemmel malzeme sağlar.
Peki, orta vadede, başbakanın Almanya'daki Türk oylarını toplamasını engelleyebilir mi Alman basını?
Hayır, ama "Türkiye Avrupa Birliği'ne giremez" diyenlerin elini güçlendirir.
Acaba bu pis tezgah, yeni ve Almanlar'ın Berlin projesinden çok daha görkemli bir havaalanı yapmamızı, "Avrupa aktarma trafiğini" Frankfurt'un elinden almamızı engelleyebilecek midir, merak ettiğim budur!
Başka?
Çaresizliğin doruklarında dolaşan muhalif basına da ekmek sağlar...
Kaç gündür, Okmeydanı'nda ölen adamın "cemevinde vurulduğunun" ısrarla altını çiziyorlar.
İkinci ölüyü de polise yıkacaklardı ama rahmetlinin kafasından "parça tesirli bombanın parçası" çıkınca apışıp kaldılar. Adamı örgüt öldürmüştü...
Örgüt, DHKP-C.
Yanında bir iki kıytırık örgütçük daha.
Kızıl bayraklar, kızıl yıldızlar, maskeler falan da işin "folklorik" yanı.
DHKP-C, kontrgerillanın taşeron örgütüdür ve pis işleri, örneğin Sabancı cinayeti gibi rezillikleri hallediyor.
Türkiye'de, solculuk yapıyorum sanarak kendini faşistlere kullandıran dangalak sayısı çoktur. 1971 öncesinde de vardı, 1980 öncesinde de.
Yalnızca kuşak değişti, kafa değişmedi.
Ondan ötesi, bildiğimiz, artık klasik olmuş "Alevi-Sünni kavgası çıkarma" çabası.
Kendini solcu sananlar bu oyuna geliyorlar ama halk gelmek istemiyor.
Faşistleri ayıplıyorum ve kınıyorum: Hani, "Fethullah'ı halletmek üzere" hükümetle geçici bir ateşkes yapmıştınız yahu? Maraza çıkarmanın sırası mıdır?
Alman gizli servisine, "Gehlenbüro"ya, Bundesnachrichtendienst'e birşeycikler demiyorum, aldıkları her avroyu sentine kadar hakettiler. Kendilerince çok iyi çalıştılar!