Bugün buraya muhalif yazar Hadi Uluengin'i konuk edeceğim, yani bana düşmanlık güden bazı itin kopuğun deyimiyle yazımı bedavaya getireceğim.
Şimdi sizi Hadi'nin dünkü yazısından seçmelerle başbaşa bırakıyorum:
***
Yeter! Yeter! Muhalefetimiz ne olursa olsun, AKP'ye ve Erdoğan'a yönelik düşmanlığı dehşet bir nefret, kepaze bir iftiracılık ve rezil bir alçaklık ekseninde sürdüren söylemlerle uzlaşamayız.
Asla ve asla uzlaşamayız! Ne insani, ne imani, ne de siyasi etik böyle bir müsamahakârlığa izin ve cevaz verir. Bu satırlar yazarı gibi iktidar partisini ve liderini eleştirmek bir şeydir, böyle bir eleştirellik adına yukarıdaki ahlaksızlığı kerhen de olsa onaylamak bambaşka bir şeydir.
Ahlaksızlık tabii! Nitekim en ilkel, en küstah ve en saldırgan, zaten de bu meziyetlerinden dolayı "
beyaz Türkist" nezdinde en muteber ulusalcı kalemşor (...) adlı adam madencilerin daha önce AKP mitingine katılmış olmalarından yola çıkarak Soma faciası için "
normal", kuyuda ölenler için ise "
müstahaktılar" diye buyurmak cüretini göstermedi mi?
Sonra da yavuz hırsız ev sahibini bastırır misali, ses kaydının varlığına rağmen "
muhalif olduğum için bana iftira atıyorlar" mazeretiyle kendini aklamaya yeltenmedi mi?
Veya (...) patronluğundaki tescilli dezenformasyon sitesi (...) yine Soma faciası sırasında "
kendin uydur kendin yut" bir sosyal medyaya atfen, provokatörlüğü, "
içerideki Suriyeli işçilerin cesetlerini betonlaştırdılar" başlığıyla çirkefliğin en zirvesine vardırmadı mı?
Artı, aynı ulusalcı borazan bu korkunç iftirayla bile yetinmeyip zayiat rakamının açıklanmasından sonra "
yalan söylüyorsunuz, 405 işçiyi bulun" diye hiç utanmadan bir de zeytinyağı gibi üste çıkmaya yeltenmedi mi?
İmdi, bütün bunlar çok pespaye, çok aşağılık, çok ucuz ahlaksızlık değil de nedir?
.... yukarıdaki kin ve nefret güruhu ezkaza yönetim mekanizmasına şöyle bir nebze yaklaşsa, daha ilk anda demokratlara ve özgürlükçülere bugünü mumla aratacak bir tasallut ve cinayet rejimi empoze edecektir. Kan kusturacaktır.
Ve işte asıl o zaman Soma'daki maden kuyusunda cesetlerimizi betonlaştıracaklardır ki, "
müstahak" addedileceğimiz için bunu hiçbir ulusalcı site ve kalemşor yazmayacaktır!
***
Hadi Uluengin'in yazısından özel isimleri çıkardım. Neme lazım, zikredersem bir budala çıkar "
kıskanıyor" falan der.
Sabahat Akkiraz geçen gün "
iktidarın alternatifi olduklarını" iddia etmiş ve kargaları bile güldürmüştü.
İktidarın iki alternatifi var: Biri şeriat, öteki faşizm.
Birincisinin hocasını ve efendisini tanıyorsunuz. İkincisi hakkında da bir fikir edinmiş oldunuz.
Sanki daha önce bu memlekette "
yönetim mekanizmasına" hiç yaklaşmamışlar gibi!