Başbakanın ağızlarına verdiği bir sakızı (bu kaçıncı?) günlerdir çiğneye çiğneye bitiremeyenler, bu arada haberiniz var mı: Cumhuriyet Halk Partisi, meclisin uzlaşma komisyonunun üzerinde anlaştığı "yeni anayasanın tam 60 maddesine" hayır dedi!
CHP, komisyon kararını tanımıyor. Altında kendi imzası vardı. Reddediyor.
Komisyon kararları genel kurula "indirilemeyecekse" bütün komisyonlar lağvedilsin ve parlamentarizm tarihine kara harflerle geçilsin. Bu nasıl bir rezalettir?
CHP gerekçe olarak "dört kişinin pişirdiği yemeği iki kişi yiyemez" gibi çok "halkın anlayacağı" bir bahane bulmuş. Halka iniyor ya...
Komisyonda AKP ile CHP'nin anlaşmış olması yetmiyormuş.
Tekrar ediyorum, "encümen" denen anayasal kurum demek ki boşuna...
CHP, anayasa değişikliğinin genel kurulda tartışılmasını ve oylanmasını istemiyor.
Yani, meclis de gereksiz...
Bu işin başından beri yaza yaza mürekkebimiz tükendi: CHP, anayasanın değişmesini asla istemiyor. Kenan Evren Anayasası'ndan memnun.
Hele hele "başkanlık sistemi" ihtimalinden Allah gibi korkuyor.
Hani Ebedi Şef ya da Milli Şef dönemi olsa, "adı konmamış gizli bir başkanlık sistemine" razı olur ama onları da mezardan çıkarmak mümkün değil.
Mahalle baskısı yüzünden "o da istermiş" gibi yaptı, takoz koymak için de elinden geleni ardına bırakmadı...
Basında CHP'nin amigoluğunu üstlenen çakallar da engelleme politikasına çanak tuttular: Önce, "kurucu meclis" istediler... Amaç, başbakanı, TBMM'nin dışında ve üstünde ikinci bir meclis toplamaya yöneltip Yüce Divan'lık, hatta belki de idamlık etmekti. (TBMM'nin dışında ve üstünde ikinci bir meclis ancak 1936 yılında İsmet İnönü'nün ve Recep Peker'in aklına gelebilmiş bir skandaldı... Bu gereksiz meclis üstelik 1961 yılında bürokrasi tarafından hayata geçirildi de... Ama gönüllerinden geçirdikleri gibi tamamını atamayla yapamadılar, bir kısmını atamayla bir kısmını seçimle yapabildiler. Ne de olsa çağ değişmişti) Sonra, amigolar meclis genel kurulunun "yasa kabul oy sayısı"yla oynamaya kalktılar. 367 Sabih'in parlak buluşunun tadı damaklarında kalmıştı.
Salt çoğunluk yetmiyor ya, anayasa için üçte iki çoğunluk da yetmezmiş, en az yüzde bilmemkaç gerekirmiş... Bu oran her amigonun kendi keyfine göre de değişiyordu, kimisi yüzde 90 istiyordu...
Şimdi CHP, yeni anayasa çalışmalarını, artık göz göre göre bitirdi.
Takiyye yapmaya da gerek duymuyor.
Utanmadan "tam mutabakat" istiyor, yani üye tam sayısının tamamı!
O zaman diğer kanunlar için de üye tam sayısı aransın ve hiçbir kanun çıkamasın, dolayısıyla meclise de seçim yapmaya da gerek kalmasın.
Masadan kalkmayacaklarını söylemişlerdi, söylemek zorunda kalmışlardı, masaya oturdukları yerden tekme atıp devirince kalkmak da sözkonusu olmadı tabii.
Benim merak ettiğim: Memleketi kurtarmaya aday büyük önder Mustafa Sarıgül, bunun için önce Kılıçdaroğlu'nu devirip partiyi ele geçirmeye niyetlendiğine göre, yeni anayasa hakkında ne düşünüyor acaba?
İstanbul hakkında bir şey duyamadık ağzından, bari bunu duyalım. Bakın, en büyük rakibi Can Ataklı bile iyi kötü bir şey söyledi, "beni belediye reisi yaparsanız kazıda çıkan kalıntıları sergileyeceğim" dedi, adamlar o sergiyi Yenikapı'da açalı iki hafta oluyor.