İstanbul, trafik sıkışıklığında dünya ikincisi olmuş. Birinci, Moskova.
Belki de Tayyip yapıyordur canım!
Oysa Moskova trafiği komünizm döneminde ne rahattı, değil mi efendim? Benzin de araba da ender bulunduğundan yollar apaçıktı. Kapitalizme döndüler, böyle oldu.
İnşallah biz de komünizme geçersek yollar rahatlar... Nitekim Türk komünistleri Havana şehri için "işte yaşanacak yer burası" diye yazmamışlar mıydı? Sıkıntı yok, çünkü arabalar genellikle 1958 model ve yedek parça yokluğundan köşe başlarında çürüyorlar.
Biz bu köprüleri de yapmayacaktık...
Avrupalı Avrupa yakasında, Asyalı Asya yakasında, Köy Enstitüleri sayesinde köylü de köyünde kalacaktı, herkes haddini ve yerini bilecekti. Uluslararası nakliyat trafiği de bizim sorunumuz olmayacaktı, diğer ülkeler düşünsünlerdi...
Aslına bakarsanız Marmaray'ı da yapmayacaktık, devletin beş buçuk milyar doları kasasında kalacaktı, dövizler gitmeyecekti... Üstelik oyunu AKP'ye veren cahil, kısa bacaklı ve kıllı adamlar ikide bir düğmeye basıyorlar, bozacaklar...
Arkadaşlar, İstanbul on iki milyon kişiye ulaşan "azman" nüfusuyla, ne kadar hareket edebilirse o kadar ediyor.
Bir şehrin nüfusu bu kadar kısa zaman içinde on ikiyle çarpılırsa, o şehrin trafik sorunu çözülebilemez. "Tek-çift plaka" gibi önerilerin, hele hele "bir arabaya dört kişi binin, tanımadığınız insanları da alın" ya da "komşunuzla beraber çıkın, onu Avcılar'a bırakıp siz Sütlüce'ye dönün" gibi saçmalıkların pratikte uygulanma imkânı yoktur. Gerçekçi olun.
Eh, "aziz vatanın her köşesi bir" olduğuna göre Elazığ'a taşınacaksınız. Etiler barları yerine Şırnak barlarına takılacaksınız.
Gene de büyük mesafe katedilmiştir.
"Bayram trafiğinde verilen kurban sayısının" Türkiye çapında iki yüz küsurlardan yüz küsura düşmesi, yani işin yarı yarıya düzelmesi gibi, İstanbul sürücüsü de artık kırmızı ışıkta durmayı öğrenmiştir.
Korna çalmamayı da öğrenecektir.
Köprü yolunda "emniyet şeridine girmeme" kuralına, az rastlanan birkaç hayvan dışında, genellikle uyulmaktadır.
Sözkonusu hayvanlar, sıkışıklık yüzünden bir şeritten öbürüne "slalom" çekemiyorlar, bu da bir kazançtır.
Şerit değiştirirken sinyal vermek gerektiği kuralına da, giderek daha çok uyulmaktadır.
Bakmayın, Türkiye de İstanbul da iyiye gidiyor. Beş milyon köylü hayatında ilk defa uçağa bindi, birçok köylü, ama mayoyla ama haşemayla, denize girmeyi, tatil yapmayı öğrendi.
Trafiği sıkışık şehirler listesinde Kahire'yi göremedim. Kahire'de trafik kolay kolay sıkışmaz, çünkü hiç kesilmez. Üç gün dolandım, koca şehirde bir tek trafik ışığı gördüm, ona da aldıran yoktu.
Gidin Kahire'ye, herhangi bir caddede karşıdan karşıya geçmeyi deneyin, İstanbul'un kıymetini anlarsınız.
Kaldırımda dehşet içinde bekleyen bir Amerikalı turisti kolundan tuttum, eskiden pek iyi bildiğimiz ve çok kullandığımız "kendini atma" yöntemiyle karşıdan karşıya geçirdim, adamcağız bana "God bless you" dedi.