Yetmez ama evet... Liselerden "milli güvenlik" dersinin kaldırılmasına, dün de belirttiğimiz gibi, bir "yetmez ama evet" de gene bizden.
Bununla kalmayacaktır, kalmamalıdır. O buram buram faşizm kokan "andımız" da kaldırılacaktır.
Türk çocukları varlıklarını artık Türk varlığına armağan etmeyeceklerdir.
Tam tersine, Türk varlığı Türk çocuklarının elinden tutacak, onların eğitimine, gelişmelerine özen gösterecektir.
Bütün Türk, Kürt, Ermeni, Rum, Süryani, Laz, Çerkes, Pomak çocuklarının özgür, bilgili ve bilinçli vatandaşlar olmaları için çalışacaktır.
Çocuklarımızın "ülküsü" ancak bu olabilir. "Amerika'da bile var" diye bize gıcıklık kusan tombul civelekler ne kadar itiraz etseler de...
Çok istiyorsanız, tıpkı Amerika'da olduğu gibi, çocuklara "anayasaya bağlılık" yemini ettirirsiniz.
Buna da bir yetmez ama evet daha...
Sivil okullardan üniforma da kaldırılmalıdır.
Hemen, şimdi!
Yeni öğretim yılını beklemeye bile gerek yok. Öyle saçma sapan "çalıştaylar" falan toplayıp işi yokuşa sürmeye, sorumluluğu kurnazca birileriyle paylaşmaya çalışmaya gerek yok.
Bir tek cümle... Bir tek cümlelik bir genelge... Kanun çıkarmaya gerek yok, yeni anayasayı beklemeye gerek yok... Bir tek cümle:
"Kamu ya da özel, bütün sivil ilk ve ortaöğretim kurumlarında her türlü üniforma uygulaması kaldırılmıştır."
Bitti. Bu kadar.
Üniforma askeri okulda giyilir, askerlik dersinin de askeri okulda okutulduğu gibi.
Yalnız o değil... "Ceket giyme ve kravat takma zorunluluğu" da kalkmalıdır.
Çünkü, her ne kadar sivil de görünse, bu da bir çeşit üniformadır. Ceketlerin aynı renkten olmaları şart değildir. Zorunlu olması onu üniforma kılar.
Erkeklerin enselerini sakallarını, kızların etek boylarını, saçlarını, tırnaklarını incelemek gibi saçmalıklar da son bulacaktır. Bir kızın nasıl giyineceğine anası babası (varsa sevgilisi) karışır, okul müdürü Kel Mahmut değil. (Aslında berikiler bile karışmamalı da, hadi Türk toplumunu fazla aşmayalım.) Bu adımı atacaksınız.
Bu devrimi yapacaksınız. Hükümete sesleniyorum.
Attığınız adımın arkasını getirmek zorundasınız.
Çünkü Atatürk'ün dediği gibi "idare-i maslahatçılar esaslı inkılap yapamazlar."
Ne bekliyorsunuz, neden korkuyorsunuz?
Faşistler bunun hesabını sizden soramazlar, korkmayın.
Yapacaksanız, şu işi tam yapın, yarım yamalak değil.
"Yarın" ve "yavaş yavaş" da artık "milli şiarımız" olmaktan çıksın...
Eh, "liberal aydın" tanımını üstüne alınıp bize laf yetiştirmeye çalışan genç çıkıntılar umarım bu yazımızı olsun beğenirler artık!